- 30-05-2018 21:12
- 17408
Kendi kazancını, birilerinin kaybetmesi üzerine bina eden yaklaşım, travmatik ruh halinin göstergesidir.
Kim bu tarvmatikler?
Sen, ben, o…
Hepimiz!
Hepimiz, birilerinin kazanmasını, kendi menfaat eksenimizde değerlendirip, kaybetmesi halinde nasıl bir menfaat devşirebileceğimizin hesaplarını yapıyoruz.
Aile içinde, sosyal ilişkilerde ve ticarette de görülen bu yaklaşım, siyasette zirve yapar.
Siyaset, şeytan ile akıl yarıştırmanın mümkün olduğu, şeytanın bile bu yarıştan büyük zevk aldığı, birbirine çok denk rakipler olduğu için büyük çekişmelerin yaşandığı, siyasetçilerinde şeytanında bu vesile ile kendilerini geliştirdiği bir alandır.
Kimse, ben ne yaparsam, şu olur, bu olur demez kolay kolay.
Genelde ben ne yaparsam şu kaybeder. Şunun kaybettikleri ne ile bana kayar denir.
Yani bütün kazançlar, birilerinin kaybetmesi üzerine bina edilir.
Kendisi yapıcı ise diğeri bozucu, kendisi dürüstse, diğeri hırsız, kendisi vatanseverse diğeri hain, kendisi namuslu ise diğeri…
Hiç aksini düşünmüyoruz.
İki iyi insanın, iki farklı yoldan aynı hedefe ulaşabilme isteğini hiç aklımızdan geçirmiyoruz.
Siyah giyenlerin beyaz giyenlerden üstün veya alçak olmadığını düşünmüyoruz.
Hep renge, kıyafete, kılıfa, ambalaja takılıp kalıyoruz.
İslam’ın temel kaidelerinden biri olan Hüsnü zan kavramını atlıyoruz.
Bir Müslüman, bir kardeşi hakkında hüsnü zan ile yani iyi niyetle düşünmek zorundadır. %100 olmayan hiçbir hükümde art niyetli yaklaşılmamalıdır. % 1 ihtimalde bile iyi kovalanmalıdır.
İyiyi bu şekilde kovalarsak, huzuru, barışı, kardeşliği tesis edebiliriz.
Birbirimizi kırarak, birbirimizin kusurlarını araştırıp afişe ederek, birbirimizin iyilerini bile kötü diye yansıtarak, bir yere varamayız.
Sevmeyi denesek, hoş görmeyi denesek, barışmayı önceliğimize yerleştirsek…
Kardeşimiz kazandığında, aslında kendimizin de kazandığını algılayabilsek…
Gelin bu seçim sürecinde bunu yapalım.
Yukarıdakilerin salvolarını, hakaretlerini, iftiralarını bir kenara bırakıp, yerelde bizler bir araya gelelim.
Beraber görüntü verelim, hepimizin ortak paydası Batman ve Batmanlılardır diyelim.
Kazanırsak hepimiz birbirimizin projelerinin hayata geçmesi için çaba sarf edeceğiz diyelim. Farklı yollardan da gitsek farklı potansiyellerimizde olsa, farklı açılardan da dünyaya baksak, baktığımız dünya aynı, soluduğumuz hava, yürüdüğümüz yol, içtiğimiz su…
İnanın bunlardan biri kirlendiğinde hepimiz kirleniyoruz!
Kirleniyoruz derken, 5 Haziran Dünya Çevre Gününde benimde ilk üyeleri arasında yer aldığım, Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, şehrimizin çevre problemlerinin konuşulacağı serbest kürsü programı düzenliyor.
Şehrimizin tüm milletvekili adaylarının orada olması, ortak paydamıza, havamıza, suyumuza, bitki örtümüze sahip çıkması, fikirlerini beyan etmesi, bu sorunlara yönelik çözüm önerilerini sunması, en azından bu konuda tüm partilerin beraber çalışması gerektiğini ifade ederlerse mükemmel olur.
Bu fotoğraf Batman için harika olur.
Tüm adaylarımızı, iyi niyetleri ve çözüm önerileri ile birlikte bekliyoruz.
İnsanların ortak paydalarda muhalefet etmediği, birbirini sevdiği, kabullendiği, hoş gördüğü bir toplum dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…