Batman’ın sanırım yarısı müteahhittir.
Maşallah müteahhitten geçilmiyor.
Çünkü müteahhit olup bir inşaat, yol veya altyapı gibi önemli işleri yapmaktan kolay bir şey yok.
Müteahhit olmak için liyakat, diploma ve mesleki eğitime gerek yok.
Hatta yapsat usulü ile bina yapıyorsan vergi kaydına da gerek yok.
Müteahhittim dersin olur biter.
Bir şirket kurup kâğıt üzerinde iki iş bitirirsen, baraj, yol, inşaat gibi her türlü ihalelere girebilirsin.
Hatta paran varsa milyonlarca belki milyarlarca iş bitirmesi olan ve ihale yeterliliği olan bir firmayı da satın alabilirsin.
Anlayacağınız bu işler bu kadar basit.
Bakkal dükkânı açmaktan daha kolaydır müteahhitlik ofisi açmak.
Kat karşılığı bir arsa bul veya bir büyük inşaat firmasından küçük bir taşeronluk al, sonra ‘müteahhidim’ de…
Yaptığın ve yapacağı daireleri satmak için cennetten bir köşe diye reklam da yapmak serbest.
Nasıl olsa denetim yok.
Nasıl olsa müteahhitlik yapmak için inanılmaz bir özgürlük var.
Nasılsa daire alanlar, sadece konfor ve ucuzluğa bakıyor.
Fiyatın 2-3 bin düşük olsun, herkes daireyi senden alır.
Daireyi nasıl yaptın, hangi malzemeleri kullandın, kimsenin umurunda değil.
Senin bilgini, tecrübeni ve sağlamlığını kimse sorgulamaz.
Yüz binlerce inşaat mühendisi, on binlerce mimar ve iç mimar boşta.
Paraları yok diye müteahhitlik yapamıyorlar.
Ama doğru dürüst okuma yazması olmayan binlerce kişi, ülkede müteahhit diye geçiniyor.
Nasıl olsa bir kural ve özellik aranmıyor müteahhit olmak için.
Daha fazla kazanç ve itibar sahibi olmak için önüne gelen, müteahhit olabiliyor bu ülkede.
Önüne gelen müteahhit olunca ortaya çıkanın ne olacağını da en son İzmir, Elazığ ve Kahramanmaraş’taki depremlerde gördük.
Depremin şiddetinden ziyade, binlerce insan çürük binaların altında kaldı.
Yıkılan şehirlerin ve ölen canların büyük bölümü, önüne gelenin müteahhit olmasından kaynaklandı.
Burada tek suçlu elbette çürük ve düşük maliyetli binalar inşa edenlerde değil.
Bunlara bu fırsatı sağlayan, göz yuman ve denetlemeyenlerde de suç var elbette.
Yılların sorunu olan bu meseleye artık el atmak gerekir.
Önüne gelen bina yapmamalıdır.
Önüne gelen, yol, köprü ve baraj yapmamalıdır.
Önüne gelen, cennetten bir köşe diye çürük binaların reklamını yapmamalıdır.
Formalite denetimler ve kâğıt üstü projelere fırsat verilmemelidir.
Mimarlar ve Mühendisler Odası da müteahhitlik belgesinin verilmesi süreçlerine dahil edilmelidir.
Sözün kısası müteahhit olmak o kadar kolay olmamalıdır.