- 05-11-2019 18:28
- 44
Görünen özürlü tarifi; insanın biyolojik görünüşüne göredir. Bu tarifin kendisi özürlüdür. İnsan mükemmel değildir. Kutsalla alakası olmayan akıl, insanı et ve kemik olarak görür. Kasabın hayvana baktığı gibi bakar. Hıristiyanlıkta özürlülük günahla doğrudan alakalıdır. Hz. İsa’nın dilinden sakat birinin günahlarına mal edildiği bildirilir. Bu görüş, Hz. İsa’nın gerçek düşüncesi değildir. Kör birinin, körlüğünü anne veya babasına bağlayan görüşe karşı, Hz. İsa; Allah(c:c:)ın Ayetidir. Anne ve babaya bağlı değildir. Bu görüş, İsa’nın Kur’an-ı görüşüne uygun bozulmamış görüştür.
Ahlak; bir vicdan inşasıdır. Yeminle ilgili değildir. Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkündür. Bir şeyi kategorize etmek onu dışlamaktır. İslam özgürlüğü kategorize etmemiştir. Vahyin inşa ettiği akıl, özürlülüge nasıl bakılacak? Onlar(özürlüler) Sağırdırlar, Dilsizdirler, Kördürler artık doğru yola dönmezler (Bakara suresi:18,ayet) . Kur’an-ın bu ifadesi; Allah(c:c:) Kalpleri üzerine mühür vurdu. (rum suresi;59.ayet) (gerçeği idrak edemeyen, algılamayan) Hakikati görmeyen gönül gözü kör. Fiziki, anlamda değil manevi körlük esastır. Gözler kör olmaz. Asıl körlük kalbin kararmasıdır. Allah’ın(c:c:) Vahyinden yüz çevireni kıyamet günü kör olarak haşrederiz. Dünyada özürlü olmak asıl özür değil. Ahiret özürü, asıl olan. Dünya hayatı imtehandır. Dünyada ki özürlülükte hayatın bir parçası. ‘’O Allah (c.c)’ Hanginizin daha güzel işler yapacak diye sizi imtehan etmek için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, Sınırsız izzet sahibidir. Çok merhametlidir.’’ (Mülk sresi:2.ayet) Modern akıl mutluluğu dünyada, cenneti dünyada arıyor. Görmek mi? Daha iyi? Görmemek mi? Bunun cevabı ahirettedir. Biz parçayı görüyoruz. Bütünü hiçbir zaman göremeyiz. Parçada kötü gözüken bütünde güzel görünür.
Asıl özgürlük manevi özgürlüktür. Ahirete iman, beni güven içinde tutuyor. Kula kul olmuyorum. Adam gibi yaşıyorum. İmtehanı unutmamak, musibete sabretmek, en güzeli. Eksilmiş insan sabrederse, eksilmiş gücünü, bedeninden önce Rabbine göndermiştir. İslam’da; özürlü kollektif bakıma alınır. Özürlü kompartımanı oluşturulmaz. Hiç kimse her işe yaramaz. Herkes bir işe yarar. İslam toplumunda; özürlülük yük olarak görülmez. Bu günkü zihniyet, özürlüğü yük olarak görür. Ortada bırakır. İbni Abbas doğuştan ama. Resulümüz onun için dua etmiştir. Allah’ım(c.c.) onu dinde derin anlayış sahibi yap. Tirmizi doğuştan ama. Özürü nakledilmiyor. Hayatın doğal cilvesi olarak görülüyor. Özürlünün sebebini araştırmak, hüküm vermek yanlıştır. Bizim fazlamız ne? Biz sahip olduklarımızı ne zaman hak ettik.? Bunu kendimize soralım. Verilen nimetlerin bedelini ne zaman nasıl ödedik. Bedellerini takdir edebildik mi? İlahi bir kredinin mahsulü olan bizler Allah’ın İkramıyız. Hiç kimse ikram edene, hesap sorma yetkisine sahip değildir. Ne suçu varda bu böyle oldu.? Değemez. Müşrik görüşü ve aklı bu güne yansımıştır. Dünya nimetleri bizi aldatmasın. Dünyada özürlü olan ve özürlüyle ilgilenip sabredenin, ahiretteki değeri tartışılmaz. Özürlü , özürlü yakınına bir lütuftur. Allah’ın(C.C.) İlgisine muhatap olmaktır. Üç nimete kavuşur.1- Günahına kefferettir. 2-Daha büyük belaya kalkan olur. 3-Ahiretini kazanmaya vesile olur. Bunlar katma değerdir. İmanın inşa ettiği tasavvur, Allah’ın(c.c.) Anlaşılması muradından geçer. Her insan yarının özürlü adayıdır. Sorumluluklarımızın bilincinde olalım. Rabbim ruhlarımızdaki özürleri yok etsin.
Finans sektörü; modern pazarlama, Özürlüğü çekilmez hale getirerek, rand devşiriyor. Sağlık tekeli sağlık sektörünü esir almış. Özürlü ekonomisi meta haline getirilerek, çekilmez duruma gelmiştir. Allah (c.c.) gözle görülmeyen özürlülerden korusun. İlahi adalet tartışılmaz. Biz parçayı görüyoruz. Allah(c.c) bütünü görüyor. Kişileri mutlu veya mutsuz diye adlandıramayız. Tek dünyalı, Haşa! Allah (c.c.) yoktur gibi düşünmeyelim. Gözü gören mi? Karlı, görmeyen mi? Biz bilemeyiz. “Siz bir şeyde şer olduğunu düşünüyorsunuz, fakat o sizin için hayırdır.’’ İnsan Allah’a (c.c.) borçludur. Borçluluk bilincinde, borcunu ödeme çabasında olalım. Allah’ın (c.c.) açtığı krediden razı olmayan, kendisine beddua etmiş olur. Şükür, imanın amelidir. Kul Allah’a (c.c.) adanırsa, Allah (c.c.) O nu muhtaç etmez. Hz. Meryem örneğinde, Rabbiniz’le dost oldunuz mu? Mevlanız oldu mu? Acaba onu üzermiyim? Endişesi taşırsınız. İnsan Allah’ın(c.c.) hangi sıfatına yönelirse, O’da İnsanın O sıfatına yönelir.(Hz. Ali). Ben Senin, Allah(c.c.) olduğunu her istediğimi vermediğinden anladım. Yılının endişesini bir güne yükleme. Her gün olan sana yeter. Kişinin zengin mi? Fakir mi? Olduğu ölünce, amelleriyle belli olur. Gönlümüz Yarda, elimiz karda olsun. RABBİMİZ Rezzak isminin manasına bizi layık etsin. İnşallah. Selam ve Dua ile