- 10-05-2020 18:45
- 17780
Her yıl mübarek Ramazan Ayında, mübarek insanlar, kurumlar, firmalar, pahalı pahalı iftar sofraları hazırlar, zengin zengin insanları davet ederlerdi.
Para onların, karar onların, kimse buna bir şey demiyordu.
Bu tablo, artık adettendi!
Lakin bu yıl bu tabloyu da korona vurdu.
İnsanlar kendi paraları veya içinde yetim hakkı bulunan kamunun parasını zenginlerin semirmesi için kullanamadı.
Her gün et yiyenlere, yine gel et ye, beni de reklam et diyemedi!
Yanlış anlaşılmasın, ben insanların kendi paraları ile sofra kurup insanları davet etmesine karşı değilim. İnsanların, açları değil tokları yemeğe davet etmesine ve bazen de bunu kamu parasıyla yapmasına karşıyım.
Bu yıl kimse bunu yapamadı.
Ramazan’ın ve orucun sahibi, kimseye reklam yaptırmadı.
Kimseyi ekstreden semirttirmedi.
Kimsenin şov yapıp, perdeleri kapamasına izin vermedi.
Ben de naçizane bu konuda fikrimi beyan etmek istedim.
Madem bu sene zenginleri toplayıp şovumuzu yapamadık, o zaman o şovun, pardon iftarın parasını, alıp gerçek fakirlere dağıtalım.
O pahalı arabalara binip, maskemizi takıp, kenar mahallelere gidelim, fakirlerin, yetimlerin kapısını çalıp, selam verelim, sevgiye aç olan insanların yüzüne gülümseyelim.
Üç beş kuruş veya üç beş parça gıda ile destek olalım.
Ben zenginim, benim canım tatlı, gidemem o fakir mahallelerine diyorsanız da bu işi yapan kurumlar ve STK’lar var.
Onlara ulaşıp, bu parayı onlar kanalıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştıralım.
İşin reklam boyutuna gelince, bu beni veya sizi bağlamıyor.
Benim için önemli olan ihtiyaç sahibinin ihtiyacına ulaşması.
Bu ihtiyacı sağlayan kişiler reklam yapıyorsa bu onları bağlar.
Yüce Yaradan hayrın gizlisi makbuldür demiştir. Allah için yapılan yardımların gizli yapılması efdaldir.
Ama adam bunu aleni yapıyorsa da bu onun ile Allah arasında.
Bu bizi bağlamaz.
Biz, zenginden çıkan paranın fakire ulaşması ile ilgileniyoruz, gerisi bizim için teferruattır.
Şimdi bir kampanya başlatalım, başta gazetemiz olmak üzere tüm kurum, kuruluş ve firmalar, her sene verdikleri iftarların ederini hesaplayıp, gerçekten iftar yapmakta zorlanan insanlara ulaştırsın.
İftar sofrasında her gün, çeşit seçmekten başı dönen zengine vereceği iftarın parasını, yemek bulamadığı için başı dönen garibana versin.
Herkesin kenar mahallelerde tanıdığı vardır.
Üç beş telefonla bu muhtaç isimler bulunabilir.
Olmadı, sosyal yardımlaşmayı arayın, Kızılay veya İHH’yı arayın size liste versinler.
Olmadı adam verip eşlik etsinler.
Bu memlekette gerçekten fakir insanlar var.
Ortalıkta dolaşan ciddi paralarda var ama bu paralar maalesef hep zenginler arasında dolaşıyor.
Tok adamlar tokları doyurmaya çalışıyor.
Doyuramadıkça da yüklenmeye devam ediyor.
Vücutlar enine enine genişliyor ama vicdanlar…
Teklifimi düşünün, kaç yemek verecektiniz, ne kadar ediyordu, bunu kaç kişiye dağıtabilirsiniz.
Gerçek muhtaç kaç kişi?
Kurumlar bunu yapamayız demesin. Kamu bütçesinde iftar yemeği diye bir kalem yok. Onu nasıl kitabına uyduruyorsanız, yardımı da o şekilde yapabilirsiniz. Hatta kamunun malını hiç karıştırmayıp kendi cebinizden de yapabilirsiniz!
Tokların değil açların doyurulmaya çalışıldığı yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…