PANSİYON ÜLKEMİYİZ?

AB Ülkeleri yaşanmaz hale getirdikleri Suriye’den göç etmek zorunda kalan Suriyeli mültecilere siyasi sığınma hakkı vermemek için kirli pazarlıklar yapmaya devam ediyor.

Euro teklif ediyor, Türkiye’ye vize serbestliği vaat ediyor peki neden? Amaçları ne?

Niçin? Yerlerinden, yurtlarından ettikleri Suriyelilere olan tutumlarına bakın, uluslar arası mülteci hakları yasasını çiğneyerek onları reddediyorlar.

Onları ülkelerine kabul etmektense Türkiye’ye neler neler vaat ediyorlar?

Tüm dünya kamuoyunun gözleri önünde bize “Garson Ülke Misyonu” ya da “Pansiyon Ülke”, “Kamplar Ülkesi Türkiye” rolleri biçiyorlar. Bu ahlaksız ve şahsiyetsiz, kimliksiz uygarlıktan yoksun AB ülkeleri için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan çok daha haklı ve sert göndermeler beklerdim.

Gerçi ağızlarının payını vermiyor değil ancak o kadar irtifa kaybettiler ki makyajsız yüzlerini çok daha net görebiliyoruz bu uygar (!) medeni (!) AB ülkelerine hak ettikleri cevabı verme zamanıdır.

Başbakan Davutoğlu’ndan çok daha farklı ve daha dik, daha onurlu ve bu ülkenin prestijine uygun bir politika ile onları refüze etmesini inanın beklerdim.

Ben bir vatandaş olarak AB ülkelerinin vaatlerini, şartlı, şurtlu tekliflerini “Ahlaksız Teklifler” olarak nitelendiriyorum.

Aslında bir bakıma da şaşırmamak gerekir. Neden mi?

Zira inançtan, insanlıktan, gerçek uygarlıktan yoksun bu robot, bu mekanik insanların değer ölçüleri hep madde olmuştur.

Materyalist akımın nesilleri olan bu küçük insanlardan büyük fedakârlıklar beklemek saflık olmaz mı? Olur. Oluyor da.

İşte AB gerçeği ve çözümleri… Teklifleri bu kadar ucuz, bu kadar saygısız ve gayri medeni.

Bana kalsa Suriyeliler adına uluslar arası mahkemeler de suç duyurusunda bulunurdum.

Bu AB ülkeleri ile Rusya, ABD, İngiltere değil miydi figüranları olan IŞİD’i yaratarak sonra da bahane ederek yapmadıkları kirli oyunlar bırakmayan.

Elbette ki kötülükler de, sömürü de uzman olanlar her şeyi ince, ince hesaplamış, planlamışlar.

Onlardan adalet, uygarlık, insani yardımlaşma ve dayanışma beklenir mi?

Çok daha fazlasını yazmak isterdim ama her şey herkesimin gözlerinin önünde cereyan ediyor.

Hepiniz her şeyi biliyor, görüyorsunuz. Bu konuda ansiklopedi hazırlamaya gerek yok. Olaylar ve eylemler, olgular verilmek istenen algılar yeterince belirgin ve net.

Son derece şerefsiz ve kişiliksizce aldatıyorlar, oyalıyorlar içki yerine Müslüman kanı içiyorlar.

Bir şiirimle bitiriyorum.

 

YIKILIŞIM

Evler kurulur

Evler yıkılır

Fidanlar dikilir

Ağaçlar devrilir

Devletler kurulur

İmparatorluklar yıkılır

Benim yıkılışım ise farklıdır

İşittikçe kulaklarım

İnsanlığa sıkılan kurşunları

Gördükçe gözlerim

Aydınlığa çekilmek istenen perdeleri

Ve sustukça bunu bilenler,

Boğuldukça bebekler, Anneler

Akdenizde, Ege’de, Marmara’ da

Bir lokma ekmek uğruna

Daha ben çok yıkılırım

Tutan olmayınca ellerinden

Yıkılan ve yıkılacakların

Daha ben çok yıkılırım.

M. Ekmen 09.03.2016- İstanbul

Kalın sağlık ve sevgiyle siz saygın Batmanlılar ve değerli Sonsöz okurlarımız.

Yazılarıma anlamlı ve açıklayıcı yorum atan tüm okurlarımıza şahsım ve yazmakta olduğum gazetemiz adına kalben teşekkür ediyorum. Yorumlarınıza layık olabilmek isterdim. “Hamdım, piştim, yandım” misali zamanla.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ