- 03-02-2019 19:53
- 24916
Toplum olarak hep uç noktalarda yaşıyoruz.
İyiliği saflık, kötülüğüyse zulüm boyutunda yaşıyoruz.
Alt ve üst limit belirlemede hep problem yaşıyoruz. Problem yaşamamızın asıl sebebi, vicdani yoksunluğa yol açan dini zafiyet.
Toplumumuzda hoyrat duyguları sınırlayan, törpüleyen ve kontrol altına alan yegane güç dindir. Din derken sadece İslamiyet için söylemiyorum.
Diğer semavi dinlerin de vicdani ve ahlaki sorumluluklar noktasında benzer hassasiyetleri vardır.
Bu dini duygular insanları sınırlandırır, uysallaştırır, dinginleştirir. Dini duygular zayıfladımı da iş kontrolden çıkar gider!
Son günlerde yaşadığımız problemde aslında bu zaaftan kaynaklanıyor. Dini bir kaygımız yoksa vicdani kaygımızda olmaz. Vicdani kaygımız yoksa, cezalandırılmayacağımızı anladığımız her fırsatta, en sert şekilde menfaat tüccarlığı yaparız. Fırsatçılık yaparız. Üç kâğıtçılık yaparız…
Yakın zamanda yaşadığımız küresel ve ulusal sıkıntıların yansımalarını hepimiz yaşıyoruz. Lakin bu yansımalar maalesef hayatımıza katlanarak giriyor. Dolar yükseldi diye, patates uçuyor, enflasyon yükseldi diye soğan çıldırıyor.
Çıldırıyor diyorum, çünkü dolar %10 artarken, soğan %100 artıyor.
Enflasyon %20 artarken, çarşı Pazar %200 artıyor.
Bunu yapanda maalesef üreticiler değil fırsatçılar.
Dün haberlerde okudum. Tarlada 80 kuruş olan bir ürün tezgâhta 8 liraya satılıyor.
Yuh diyorum!
Bu kadarı da olmaz diyorum, sakin olun diyorum.
Yetkililere de bu konulara eğilin diyorum.
Vatandaşa da bu konulara duyarlı olun diyorum.
Vicdansızlık yapanları mutlaka uyarın, tepkinizi koyun. Zaruri olmayan ürünleri tüketmeyin.
Mesela astronomik rakamlara satılan domates ve patlıcanı tüketmeyin. Hem biliyorsunuz her sebze meyve kendi sezonunda yenir. Bedenimizin kış ayında yaz meyve sebzesine ihtiyacı yoktur. Tam tersine yaz aylarında da bedenimizin kış meyve sebzesine ihtiyacı yoktur.
Yüce Yaradan, her mevsimin ihtiyacına göre vermiş meyveyi sebzeyi.
Biz bunun dışına çıktığımızda, bedenimize yük yaparız. Hem sağlığımıza hemde cebimize zarar veririz.
Hem biliyorsunuz, bir meyve veya sebzeyi sezonu dışında yetiştirmek için bazı işlemlerden geçip, bazı kimyasallara maruz kalması gerekiyor. Buda hem o ürünlerin tadını hem de kalitesini düşürüyor. Bu durumda ciddi sorunlara sebebiyet verebiliyor.
Ne mi demek istiyorum?
Kışın patlıcan, domates, üzüm, karpuz, salatalık yemeyin diyorum!
Fırsatçıların değirmenine su taşımayın diyorum.
Sırf modeli geçti diye bu kriz anında elektronik veya beyaz eşya işine girmeyin diyorum.
Fırsatçılara fırsat vermeyin diyorum…
Fırsatçılara fırsat vermeyen bir toplum dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…