- 27-06-2022 07:00
- 27-06-2022 11:00
- 132
İnsanoğlu sabretmeyen bir varlık olarak pek acelecidir. Hazır olana rağbet edip, ileride kazanacağı çok daha değerli şeyleri kaybedebilir.
Sabretmemesinin bedeli büyük ve değerli mükâfatların kaybedilmesidir. İnsanoğlu az da olsa peşin olanı tercih eder.
İnsan için bugün eğer peşin bir lezzet veya bir kazanç varsa yarın ki büyük ve muhteşem kazancı görmezden gelir.
Oysa bugün kazandığını zannettiği kazancı belki de gayrı meşrudur. Bu gayrı meşru kazancı ona dert ve sıkıntı da verebilir.
Gayrı meşru olan kazanç veya lezzet onun zahmet çekmesine, bedel ödemesine yol açarak ileride bu kazancı veya bedeli geri ödemesine vesile olabilir.
Elbette insanın bunu görebilmesi ve buna inanması gerekir. Oysa bir kısım insanların aklı gözündedir.
Sadece gözünün çevrelediğine inanır. Gözü ile gördüğüne, gözünün önündekine ve elinin dokunduğuna inanıp bunları tercih eder.
İnsan inanmıyorsa aslında sadece bakmış olur. Gördüğünü değerlendiremeyip ilim ve irfan süzgecinden geçiremez.
Gördüğünü değerlendiremeyen ilim ve irfan ile hakikati arama endişesine sahip olmayan kişi için madde vardır.
Peki, mana için bir değerlendirme yapması gerekmez mi? Oysa insan sadece maddeden ibaret değildir.
İnsanın mana ciheti ile gördüklerinin değerlendirilmesi gerekir. Mana yönü ile görülenin değerlendirilmesi halinde eşyanın hakikati ortaya çıkar.
İşte insan eğer gördüklerine sadece madde yönü ile bakarsa o zaman elde edebildiğinin peşin kazancını tercih eder.
Peşin kazanç ise hemen harcanır. Bu peşin harcama insan için belki harcanıp tüketildiği için cazip gelebilir.
Ancak harcanıp tüketilen şeyin kazancı geçicidir. Bu kazancın geçici olması hem süre açısından hem lezzet açısındandır.
Peşin elde edilip kolaylıkla tüketilen şeyin lezzetinin geçici olması ve harcandıktan sonra elem vermesi ayrı bir sorundur.
Elde ettiğiniz şeyi hemen harcayıp, tüketip karşılığında bedeni bir lezzet alabilirsiniz. Varlığında lezzet aldığınız şey yok olduğunda elem verir.
Öyle ki peşin olduğu için acele ederek hemen elde edeyim derken etraflıca ve detaylıca düşünmezsiniz.
Bu düşüncesizlik sizin ileride telafisi imkânsız ızdıraplar ve sıkıntılar çekmenize de yol açabilir. Hatta elde ettiğinizden kat be kat zarara girmenize de yol açabilir.
Bu konuda güzel bir söz vardır. “Geç olsun, güç olmasın!” , geç olunca sanki peşin elde ettiğimiz şeyi kaybedecekmişiz gibi gelir.
Oysa ileride kazanacağımız şey bize süresiz ve sınırsız bir lezzet verebilir. Bunu elde ederken başka yönlerden de kazançlı çıkarız.
Örneğin kuralları çiğnemediğimiz için, bazı insanların hakkını hukukunu gasp etmediğimiz için de ruhen sıkıntı çekmeyiz.
İşi kuralına göre yaptığımız, ilkeli davrandığımız, toplumsal ve ahlaki kurallara göre davrandığımız için huzurlu oluruz.
Sabırlı davranmamız ve inandığımız değerlerle hareket etmemiz peşin elde ettiğimiz kazançtan çok daha değerlidir.
Bunu görebilmek ve buna göre hareket etmek hepsinden daha değerli ve hepsinden daha önemlidir.