PETROLSPOR, BİR ŞEHİR VE TESADÜFLER

Sezona Bayrampaşa mağlubiyetle başlayan Petrolspor için iyimser düşünerek şunları söylemiştik;

“Yeni takım, ilk hafta ve ilk deplasman bu yenilgi normaldir, hatalarımızdan ders çıkarıp önümüze bakalım”

Sonrasında Türkiye Kupası 2.Turunda Bal Ligi ekiplerinden Siirt İl Özel İdare’yi geriye düştüğü maçta zar zor 2-1 yenerek tur atlıyor.

Sevindik ama kafalarda soru işaretleri vardı.

Yine iyi düşüncelerle; ''Rotasyonlu kadro ve deplasman, önemli olan tur atlamaktı'' deyip kendi evimizde ilk iç saha maçına yani Yomraspor maçına sakladık.

O gün geldi çattı.

Organize olmuş bir şehir, yüreğini ortaya koymuş ve stada akın etmiş bir taraftar, Batman Basınından herkes ve en önemlisi Valisi, Belediye Başkanı, Siyasetçisi, Kurum Müdür ve Amirlerinin tam kadro eşlik ettiği bir protokol vardı.

Daha ne istenir ki!

Bunca seyirci kitlesinin ve Petrolspor Yönetiminin heyecanı, sahada futbolcularda olmayınca sonuç almanız mümkün olmaz.

Maç boyunca savunmayı ön planda tutan Yomraspor karşısında varlık gösterememeyi bir sürü nedene bağlayabilirsiniz.

Hava sıcaklığını ve uyum sorununu anlarım ama takım oyunundan uzak kalmayı ve ruhsuz oynamayı kabul etmek mümkün olmaz.

Koskocaman bir yarı devrede cılız bir atak dışında atağı olmaz mı bir takımın.

Kadro ve takım dizilişine bakıldığında ilk sıkıntının kanatlarda olduğu apaçık ortada.

Kanatlar bu karşılaşmada çok etkisizdi.

Samet ve Batuhan vasattı.

Orta alan, savunma ve hücum hattı arasında bağı kuramadı.

Forvet hattında Reha Kurt ikinci yarının sonlarına doğru bir kaç pozisyonda topla buluşabildi onun dışında hep yalnızdı.

Teknik Patron Tarık Yurttaş'ın kalede görev verdiği Ökkeş Can Karakurt, rakibin fazla gelmemesinden dolayı rahattı ama son dakikada duran toptan gelen pastaki çıkışı hatalıydı ve nitekim bu da pahalıya patladı.

Savunmada Celal Aras'ın topu oyuna koymada ağır kaldığını söylemek gerekir.

Ayrıca oyunun elektriklenen zamanlarında hep olayın içine kendisini sokmasına anlam veremedim.

Zira maçın hakemi benzer bir pozisyonda yinemi sen dercesine kendisine sarı kart gösterdi.

Misafir takım Yomraspor'a gelecek olursak;

Futbola adına sahaya bir şey yansıtmadılar ama istediklerini de aldılar.

1 puan için sahada oldukları karşılaşma boyunca belliydi.

Bizi uyuttular biz de resmen uyuduk.

Dakikalar erimeye başlayınca biraz hareketlenmeye başladık ama nafile.

Akıllarda kalan tek pozisyon var.

Dakikalar 86'yı gösterdiğinde Reha'nın bariz bir pozisyonda topa kafa ile dokunamaması galibiyetten etti desek yeridir.

Zaten sonrasında Yomraspor'un kazandığı faul ile gelen golü maçın sonucunu belirledi.

Her yazımda olduğu gibi günün çalışkan isimlerine hakkını vermek istiyorum.

Savunmada Ensar ve Atilla, önlerinde Halil Aşut ve orta alanda özellikle 2. yarıda biraz hareketlenen ama Tarık Hoca tarafından oyundan alınan, taraftarın tabiriyle bonus saçlı Oğuzhan günün çalışkan isimleriydiler.

Son olarak Tarık Hocaya da parantez açmak gerekli.

Bu maç için söylemek gerekirse oyuncu değişikliklerinde hamlelerinin geç olduğunu ve ikinci yarıda oyuna daha fazla katılan Oğuzhan'ın değişikliğinin tartışılması gerektiğini düşünüyorum.

Ayrıca takım eğer galibiyeti düşünüyorsa son dakikadaki değişlikliğe bir sakatlık yok ise gerek var mıydı, demekten kendimi alamıyorum.

Teknik patron ne derse o elbette ama iki haftada iki mağlubiyet, aynı skor ve yenilen gollerin aynı periyotlarda olması tesadüf mü?

Şehir olarak bu kadar kenetlenmiş ve inanmışken keşke bir galibiyetle bunu pekiştirseydik. Olmadı yapacak bir şey yok. Ligin henüz başı diyerek ümitlerimizi yeşertmeye devam edelim. Bunu yaparken de tedbirlerimizi almayı da unutmayalım.

Sonuç olarak grupta puanı olmayan iki takımdan biriyiz.

Haftaya da zorlu Kemerspor2003 deplasmanına çıkılacak.

Oradan nasıl bir sonuçla çıkılır bilinmez ama eğer bir çıkış aranıyorsa böylesi zorlu karşılaşmalardan puan veya puanlarla dönülmeli ki kaybedilen puanların ve morallerin telafisi olsun.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ