POLİS, HER SUÇLUYA KARŞI GÜLÜMSESE OLMAZ MI?

Batman Emniyet Müdürü Köroğlu Kıraç’la bir süre önce Batman Sonsöz’ün Cumartesi Sohbetleri’nde bir araya gelmiştik.

Sayın Kıraç’ı bu buluşma esnasında daha iyi tanıma fırsatını buldum.

Olabildikçe açık sözlü, içten ve farklı bir mizaca sahip.
Batman’a atandığı günden bu yana icraatları ile klişeleşmiş yönetici profilinden çok farklı bir anlayışa sahip olduğu izlenimi bıraktı Sayın Kıraç.
Sohbet esnasında çok önemli açıklama ve tespitlerde bulunmuştu.
Önemli bulduğum açıklamalarından biri de trafik polislerinin tutumu ile ilgiliydi.
Müdür Kıraç, trafik kurallarının sık sık ihlal edildiği şehrimizde, polislerin cezai işlem uygulaması sırasında bazen ufak tefek gerilimlerin yaşandığını, bu tür durumlarda ceza yazan polislerin muhataplarına güler yüzlü davranmalarını sık sık tembihlediğini söylemişti.

“Sürücüye kural hatasından ceza yazdığınızda bir de fırça atmayın, yüksek sesle konuşmayın, güler yüzle karşılayıp gerekli yasal işlemi yapın” diyor, kısacası. 

Bu tespiti gerçekten çok yerinde.

Sadece trafikte değil, yaşamın her alanında vatandaşlar sık sık kural hataları, yasadışı iş ve işlemler, kanuna aykırı davranışlar nedeni ile güvenlik görevlileri ile karşı karşıya gelebiliyor.
Vatandaşın veya güvenlik görevlilerinin o anki yaklaşımı nedeni ile sıkıntılar, tartışmalar veya zor kullanma ve şiddet ile sonuçlanan hadiseler de yaşanabiliyor.
Bu tür görüntüler Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi şehrimizde de yaşanabiliyor.
Bu tür vakalardan yargıya, sosyal medyaya ve basına yansıyanlardan bir kaçından söz edecek olursak;

Gülistan Caddesinde telefon satıcıları, Batman Park önündeki bir vatandaşla yaşanan olay, yine yanlış adrese baskın ve ondan sonra çıkan tatsızlıklar gibi…
En son geçen hafta sonu Emniyet Kavşağında sokakta kâğıt toplayan kişi ile polis arasında basına yansıyan gerilim görüntüleri oldu.
Yaygın medyaya da yansıyan görüntülerde ilk çıkan haber “Polis, kâğıt toplayıcısını darp etti” şeklindeydi.

Sonra Emniyet Müdürlüğü, Valilik üzerinden olayın detaylarını ve perde arkasını yansıtan bir açıklama yaptı.
Açıklamada kâğıt toplayıcısının sokağa çıkma kısıtlamasını maskesiz şekilde ihlal ettiği ve polise defalarca mukavemet gösterdiği için hakkında idari yaptırım tutanağı düzenlenip evine gitmesi yönünde ikazda bulunulduğunu bildirildi. 

Yapılan araştırmada Y.İ.'nin (20) hırsızlık, tehdit, kasten yaralama suçlarından 21 ayrı suç kaydı olduğunun tespit edildiği açıklamasına yer verildi.
Tabi görgü tanıkları ve kâğıt toplayıcısının iddiası farklı, Emniyetin açıklaması ise farklıydı.
Kâğıt toplayıcısının gerekçe ne olursa olsun kısıtlamanın olduğu günde sokağa çıkması bir kere suçtur, hakkında gerekli cezai işlemin yapılması, hatta zorluk çıkarması ve direnmesi durumunda polisin gözaltına alma hakkı da vardır.

Ancak suçluların gözaltına alınması ya da hakkında cezai işlem uygulanması esnasında son derece dikkatli olunmalıdır.
Polisler zaman zaman vazifelerini yapmaya çalışırken ciddi engel ve sorunlarla yaşayabiliyor.

Ancak Emniyet Müdürü Kıraç’ın da dediği gibi trafik suçu işleyenlere olduğu gibi herkese güler yüzle yakalaşabilseler, belki de zor kullanma gibi hadiseler ortadan kalkabilir.
Hele hele yasağa rağmen çöpte kâğıt toplayacak kadar güç durumda kalan dezavantajlı bireyler olunca, daha bir hoşgörülü yaklaşılması gerekir bence.
Ayrıca bu kişinin geçmişte 21suça karıştığı ve adeta suç makinesi olması gibi gösterilmesi de bu muameleyi hak ettiği anlamına gelmez.

Aksine bu tür kişilere karşı işlem yapılırken son derece dikkatli olunması ve topluma kazandırılması için de ayrıca çaba sarf etmek gerekir.
Diğer bir mevzu da polis ile vatandaş arasında vuku bulan hadiselerde her zaman haklıya haklı, haksıza haksız denilmesi gerekir.

Elbette her olayda polisi suçlamak ne kadar doğru değilse, vatandaşı da suçlamak da aynı şekilde doğru değildir.
Bu tür vakalarda hepimize düşen, bu tür tatsız hadiselerin bir daha yaşanmaması için çaba göstermektir.

Her şeyden önce Müdür Kıraç’ın görevlilere “ceza yazarken bile gülümseyin” önerisi, her suç işleyene karşı uygulansa daha iyi olmaz mı?

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ