POTANSİYEL YEM OLMAK

Birçok alanda ve anlamda güçlü değilseniz ve güçlü olmadığınızın farkında bile değilseniz yahut farkında olup da kabullenip kompanse etmezseniz, gerek birey olarak gerekse devlet olarak çok daha güçlü işgalci güçler için potansiyel yemsiniz demektir.

Örneğimi ve tezimi perçinleştirip daha da netleştirmek adına parantezi açma gereği duyuyorum.

Örneğin onlarca Arap ülkeleri asırlardır yeraltı ve yer üstü zenginliklerine rağmen ehl-i keyf takılıp sadece fiziksel ihtiyaçlarına kırık bir plak gibi takılıp kalmışlardır.

Uygarlıkta, eğitimde ve bilimde kalkınma hamlelerinde hiç ama hiç yol kat edememişlerdir.

Sadece vur patlasın, çal oynasın edebiyatıyla kendilerini oyalayıp durmuşlar. Adeta o noktada donmuşlardır.

Canı sıkılan adam/madam ne olduğu halen net olmayan ve dünya kamuoyunun nefretini üstüne çeken Bay/Bayan Donald Trump, yakın bir geçmişte yüz milyar doları aşkın bir rakamdan fazla Suudi’lere adeta emrivaki silah satış sözleşmesi yaptı.

Cebren ve emrivaki aynı benzer bir örnekle Katar’a da yaptı.

Bildiğimiz ve alenen yaptığı bir satışı, belki de bilmediğimiz daha başka Arap Ülkelerine de yapmış olabilir.

Peki, Araplar neden böylesi bir emrivaki satışa, satışla geliyor.

Gerçekten silahlara ihtiyaçları olduğundan mı?

Yoksa adamın elinde kozları mı var da korkuttu mu onları?

Çık işin içinden çıkabilirsen…

Neler oluyor?

Her ne oluyorsa da bu beyinsiz ehl-i keyf ve zevklerine midelerine düşkün Arapların aleyhlerine olduğu kesin.

Demiştim ya zaaflarınız varsa, güçlü değilseniz, zamanın ruhuna ayak uyduramıyor, bilim ve teknolojiyi üretemeyip satın alıyorsanız, bilime uzaksanız, sadece vur patlasın çal oynasın felsefesiyle bir hayat imar edip yaşıyorsanız, karanlıksınız, karanlıktasınız ve potansiyel yemsiniz.

Dilerseniz yazdıklarıma kuşkuyla yaklaşıp Arap tarihini ve tarihteki Arap savaşlarını işgal nedenlerini araştırın, inceleyin, analiz edin.

Bakın ne çarpıcı örneklere ve eylemlere şahit olacaksınız.

Biz bunlara din kardeşlerimiz diyoruz.

İnancımız, dinimiz, böyle emrediyor.

Ancak bu kavimler, amazon ormanlarında yaşayan kavimlerden de daha cahil ve kalleş olup; İslam dinini dahi gereğince yaşamıyorlar.

Hatta din anlayış ve yaşam tarzları sorgulanabilir.

Ne acı ve ne gariptir ki, batı ve batılıların kendilerine yapmadığı kötülük kalmadığı halde onlar yine de yüzlerini Kâbe’ye değil de batıya çeviriyorlar.

Onlardan ahlaksızca feyiz alıyorlar.

Yazmayacağım birçok anlamda, sapıklığa kadar.

Üstelik yatırımlarını da batıya yapıyorlar.

Batı kültüründe eriyip gidiyorlar.

En son çarpıcı örnek, dudak ısırtacak nitelikte olan Kudüs’ün, İsrail’e adeta el ikram edilmek istenen kararıydı…

Bu kararın arkasında duran ve işbirliği yapan Mısır Katar Suudileriyle, Donald Trump’ın gizli gizli görüşmeler yaptığı çıktı ortaya.

Total olarak zamanlama, plan ve projeler konusunda hayati önem taşıyan konularda, güçlü olmadan atılan eylemler, kararlar, hicranla son bulur.

Ve geriye dönüşü mümkün olmayan tarihi hatalara ve facialara neden olabilir, oluyor da…

Nitekim dedim ya gerek birey, gerek milletler bazında güçlü, kararlı ve özgüven sahibi olmaktan da başka çıkar yol yok.

Eğer fillerle savaşacaksanız yani bu emperyalist güçlerle Rusya, ABD, Fransa ve Almanya gibi o halde öncelikle karınca olmaktan çıkıp denk güç olmak zorundasınız.

Ya zorundasınız yahut yok olacaksınız.

Arap ve Araplara benzeyenler yazıktır ki aynı sonla sonlanırlar, diye düşünüyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ