- 19-06-2015 20:44
- 132
Ramazan ayına bizleri kavuşturan Rabbime şükürler olsun. Ramazan yenilenmedir.
Ramazan yeniden diriliştir. Rotasını kaybeden insanın sıratı müstakime yönelmesi için Rab’den kuluna sunulan bir imkândır.
Zulmet karanlığına gömülen insanlığa yağan rahmet ve bereket ayıdır Ramazan. Mazlumların, zalimlerin yaptığı zulümden kurtulma ayıdır.
Cenabı Allah elbette “mazlumları yeryüzünün varisleri kılmak” istemektedir.
O halde Rab’ini hatırla! Ve Rab’inin vaadini hatırla ki, yeryüzünü istila eden zalimlerin tahtını yıkabilesin.
Yeryüzünde maalesef Müslümanlar üzerine çullananların, Müslümanları yerlerinden edenlerin, Müslümanlar üzerinde oyunlar oynayanların zirveye çıktığı bir dönemdeyiz.
Hemen hemen her Müslüman ülkesinde zulüm, ölüm ve fitne var.
Irak, Suriye, Myanmar, Doğu Türkistan, Filistin, Mısır, Pakistan, Afganistan, Pakistan, Hindistan ve adını sayamadığımız birçok ülkede Müslümanlar ölmekte, öldürülmekte, birbirilerine düşürülmekte, üzerlerinde oyunlar oynanmakta kısacası yeryüzünün kimsesizleri ve sahipsizleri konumuna düşürülmüş durumdadırlar.
Yeryüzünün sömürgeci ülkeleri olan İngiltere, ABD, Almanya, Fransa ve bunların şımarık çocukları olan İsrail hep birlikte ağlarını Müslümanlar üzerine örmektedirler.
Emperyalistler, demokrasi söylemleri ile girdikleri yerlerde kan, gözyaşı ve ölüm bıraktılar. Müslümanları fırkalara böldüler. Yerli işbirlikçileri ile Müslümanları kendi ülkelerinde esir ettiler. Mezhep çatışmasını körükleyerek ülke içinde çatışmalar çıkardılar.
Tüm bunlarda Müslümanların kabahati yok muydu? Elbette vardı. Her şeyden önce Müslümanlar kendinden bihaberdirler. Kimliklerinden, benliklerinden, kültürlerinden, tarihlerinden ve inançlarından habersiz olan Müslümanları kullanmak ve birbirine düşürmek elbette kolay oldu.
İşte Ramazan toparlanma ve kendine gelmek için fırsat ve imkân olarak görülmelidir. Yeniden diriliş için Rabbimizin bize fırsat vermesini diliyorum.
Öncellikle biz Müslümanlar buna niyetli olmalıyız. Okumalıyız, öğrenmeliyiz ve uygulamalıyız.
Ramazan ayında yeryüzüne bir rahmet olarak dönmeliyiz. Madde âleminin putlarını tek tek yıkmalıyız.
Parayı, pulu, makamı, mevkiyi v.s. diğer içselleştirdiğimiz tüm putları gönlümüzden çıkarmalıyız. Dua etmeliyiz. Ama sadece dilimizle değil; hem dilimizle, hem kalbimizle hem de elimizle duamızı yapmalıyız.
Kalbimize inmeyen ve sadece dilimizde kalan duanın iş görmediğini ve görmeyeceğini artık anlamalıyız.
Boğazımızdan kalbimize inmeyen duaların sabun köpüğü gibi geçici olduğunu ve etkisini göstermediğini bilmeliyiz.
“Herkese çalıştığının karşılığı vardır” Ayeti gereği çalışmalıyız. Müslüman gibi çalışmalıyız. Müslüman’ın olması gerektiği gibi olmalıyız. Sadece Ramazan ayı Müslüman’ı olursak ne olduğumuzu bilmeyiz ya da ne olmadığımızı biliriz.
Ramazan ayı tefekkür ayıdır. İnsanın en büyük özelliği olan düşünme eylemini gerçekleştirme ayıdır. Özellikle iç muhasebe için düşünmeliyiz.
Muhasebe yapmalıyız ki, muhasebemiz çetin olmasın.