RUS RULETİ

Rusya Ortadoğu’da rulet oynamaya devam ediyor. Suriye konusunda kendine rol biçerek sahneye çıkan Rusya, Türkiye’ye efelenmeye çalışıyor. Esad’a ağabeylik yaparak Türkiye’yi sözüm ona Suriye’ye karıştığına pişman etmek istiyor.

Esad’ın Rusya’ya vaat ettikleri sonucunda mı bu külhanbeyliği? Esad Putin’e; Lazkiye ve Tartus artık senin mi demeye getirdi? Rusya’nın Lazkiye’ye yerleşmesi ve Tartus limanına gemilerini demirlemesi boşuna değil elbette.

Rusya Türkiye sınırından kendi üsleri olan Tartus ve Lazkiye’ye kadar olan bölgeyi kontrol altında tutmak istiyor. Dolayısıyla Türkmen bölgelerini bombalayarak buradan Türkmenleri çıkarmak istiyor. Sonrasında kendi kontrolünde ve denetiminde bir bölge oluşturarak istediği şekilde buradan Akdeniz’e inmiş olacak.

Rusya serseri mayın gibi hareket ederek bir yerlere çarpacak gibi görünüyor. Bir taraftan Suriye’deki örgütlere silah satması, diğer taraftan DAİŞ petrolünü satın alması, Türkiye’nin sınırını istikrarsızlaştırması, Türkiye karşıtı örgütlere destek vermesi, Türkiye sınırındaki Türkmenleri bombalaması ve tüm bunlar yetmiyormuş gibi Türkiye sınırını onlarca kez geçmesi...

Türkiye bir yerde “artık yeter” demeye getirdi. Rusya, böyle bir tepki ile karşılaşacağını biliyor muydu? Ya da tüm planlarını bunun üzerine mi kurmuştu? Belki böyle bir tepkinin verilmesini bekliyordu. Bu tepki sonucu kontrol altına almayı düşündüğü bölgeye hemen S–400 Füze sistemini yerleştirdi.

Rusya uçağının düşürülmesi ile Lazkiye’yi, Tarsus’u ve Türkmen bölgesini S–400 füze savunma sistemleri ile korumayı ve kollamayı kazanılmış bir hak olarak gösterdi. Savaş gemilerini Boğaz’dan geçirip,  geçerken de tehdit etmeyi ihmal etmedi.

Aslında “her şer görünen de bir hayır vardır” sözü burada tam da yerine oturuyor.

Çünkü Türkiye Rusya ile oluşan kriz sonrası; doğalgaz konusunda, sebze-meyve ihracatı konusunda, nükleer santral konusunda ve sair konularda Rusya yerine alternatif ülkeler aradı.

Türkiye alternatif aramada da başarılı oldu. Doğalgaz konusunda Katar ve Azerbaycan’a, sebze-meyve ihracatında Ortadoğu ve Afrika ülkelerine yönelen Türkiye alternatifi bulmakla işini kolaylaştırmış oldu. “Krizler fırsatlar doğurur” lafı da boşuna söylenmiş.

Nitekim Doğalgazın bu krizle daha ucuz temin edilmesi meyve ve sebzenin daha pahalı satılması Türkiye’nin çıkan krizde daha karlı çıkmasına sebep olacak.

Rusya ile çıkan krizde özellikle İslam ülkelerinin Türkiye’ye destek vermesi ve sahip çıkması bir başka avantaj olarak gözükmelidir. Diğer taraftan Avrupa Birliğinin AB üyeliği konusunda Türkiye ile kesilen görüşmeleri başlatmak istemeleri de kriz sonrası oluşan artı puandır.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki, İnsanlar için geçerli olan “Hayır gördüğünüz şey şer, şer gördüğünüz şey hayır vardır. Siz bilmezsiniz Allah bilir” Bakara–216 ayeti ülkeler için de geçerlidir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ