SATILIK VE KİRALIK KALEMLER

Teknoloji sayesinde adeta küçük bir köy haline gelen ve çok kirletilen bu gezegende herkes her an nerede, ne oluyor, ne olmuyor, kim kimdir, isterlerse TV kanallarını izleyerek hem görsel hem de canlı olarak tanıma şansını bulabiliyor.

Ya da yazınsal medya, taraf tutsa da tutmasa da realiteleri farklı olarak servis etseler bile akıllı insanlar, akıllı telefonlardan çok daha üstün reflekslerle her şeyi filtrelize ederek, karşılaştırarak, muhakeme ederek (to compering) mutlak doğru ve yanlışları anlayabiliyor, ayırt edebiliyorlar.

Çok cazip teklifler hak etmediğim ücretler karşılığında şahsıma iletildi, düz köylü mantığıyla ifade etmek gerekirse çok başarılı ve de profesyonel bir basın mensubu olmadığım halde kalemi satın almak isteyenler oldu.

Şiddetli bir tartışmayla karşılaştıklarında bu kez kiralamayı önerdiler, inanın kalemimi satılık ya da kiralık olmaktansa kırmayı tercih ettim.

Fiyatı olan kalemler pazar pazar dolaşırlar, en nihayetinde işportacı tezgâhlarında bulurlar kendilerini. İnanın asla hatır için ya da ücret karşılığında güçlünün yanında olmadım.

Eğer etik olsaydı şimdi bu köşede belgelerle size birçok basın mensubu meslektaşlarımızın kimlere, ne için ve ne şekilde yazdıklarını, aldıkları ücretleri deşifre edecektim.

Almış olduğum eğitim, ilkelerim mensubu olduğum coğrafya (Güneydoğulu olmak) buna izin vermiyor, aksine set oluyor.

Elementlerle ifade etmek gerekirse çelik olmalı, elmas olmalı, kristal olmalı ama bakır olmamalı, gerekirse kırıl paramparça, ol tuzla buz ol ama eğilme, bükülme, fiyatın olmasın. “Kiralık ve satılık asla olma” görüşü vazgeçilmez ilkemdir.

SONSÖZ Gazetesi” ve okurlarını tercih ettiğim günün arifesinde Ercan beyefendi ile hemfikir olmuş, kendisinin gazetesinde yazmaya karar vermiş iken teklifler geldi. Oldukça nazik ve güzel vaatlerdi, aynı nezaketle tercihimi yaptığımı ve kendilerinde yazmayacağımı ifade ettim.

Yazmakta gaye ve amaç dürüstlük ilkesiyle hareket etmek ve amatör ruhlu olmak, Fenerbahçe’yi yenen Pendikspor gibi olmak gerekmez mi?

Bir şekilde hukuk ve nezaket çerçevesi içinde kalmak kaydıyla Batman Sonsöz’de yazmak beni onurlandırıyor.

Çok değerli, bilgili ve zeki bir okuyucu kitlemizin olduğuna kalben inanıyorum.

Umarım ve dilerim bu kitlenin sayısı gün be gün aritmetiksel olarak çoğalır, büyür. Çoğalan kitleye hakkıyla yazmak ve onlara hitap etmek seviyesini bizler de yakalar ve okura layık oluruz.

Birkan Hasyakan, Sebahat Ekmen ve âcizane bendeniz üç köşe yazarı Sonsöz’e gönül verdik, Sonsöz’ü tercih ettik.

Yazılarını ve değerli görüşlerini okuyup araştırarak Ercan Atay beyefendi ile Hatice Türkan hanımefendiyle aynı gazetede olmak, ekip olmak, aynı takım ruhuyla Sonsöz’ü statüsel olarak yüceltmek bizler için büyük bir keyif olacak.

Kolları sıvadık çalışma, araştırma, planlama ve koordinasyon bizden; başarı ve takdir Allah’tan diyorum.

Yazdıklarımla çok az olsa da bütünlük içeren bu minik şiirimi paylaşmak istedim.

***

Ne sen satılıksın

Ne de ben kiralık

Eşya değiliz

Vitrine koyamazlar bizi

Gönülden gönüle giden

Sevgi bağlarımız ince değil

Koparamazlar

Madde’den o kadar uzağız ki

Sana, bana erişemezler

Kısacası bizi ayıramazlar  (M. EKMEN 11/04/1979 Beşiktaş-İstanbul)

 

Değerli okur, bizi okuyun. Bizi tercih edin Sonsöz sonsözünü söyleyip noktayı koydu. Sizin için sizlerle varız. Lütfen siz de bizimle olun.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ