Millet adına, devleti yönetmek isteyenlerin, yanı siyasi partiler ve Cumhurbaşkanı için adayların talebi ve bunlar arasında milletin kimi başkan ve kimleri vekil tayin edeceği sistemin adına seçim denir.
Belli zaman diliminde ve belli yasalarla yapılan bu seçimler; demokrasinin gereği, seçilenlerin güven tazeleme veya yenilerinin seçilmesi için yapılır.
Kısaca; "ey vatandaş; kimlerin ülkenin idare etmesini istiyorsan, tercih edeceğin kişi ve kişileri oyunu kullanarak belli et' denilmesidir.
Aslında vatandaşlar için seçim çok basittir.
Kalp kırmaya, gönül koymaya, fanatik olmaya, kavga etmeye değecek kadar önemli değildir.
Onu içindir ki demokraside ileri olan ülkelerde seçim bir şölen halinde geçer. ABD ve Avrupa bu konuda örnek ülkelerdir.
Her ne hikmetse ülkemizde, seçim ya rejim ya da ülkenin var olma veya din, bayrak ve ezan sorunu haline getirilir.
İnsanlar; politikanın çirkin oyununa alet edilir. Şölen havasında olması gereken seçimlere, üzücü hata ölüm ile sonuçlanan olayla yaşanır.
***
Gelelim Erzurum'daki olaya.
Çok çirkin, Müslümanlığa yakışmayan ve hatta insanlık adına utanılacak bir durum.
Elbette bu menfur saldırıyı, linç etme ve taşlama olayını Erzurumlu'ya mal edilemez.
Ancak provokasyona gelen, şeytanın tuzağına düşenler de masum değildir.
Hele "şeytanı taşlama" gibi dini bir söylemle destek olma ise başta dine hakarettir.
Çünkü İslam tarihinde insanları taşlama olayına rastlanmaz.
Aksine; Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve Sellem Taif'te taşlanmış, Ebubekir Sıddık, Ebu Zerri Ğıfari Kabe'de linç edilmek istenmiş, Amır ve eşi Summeye Müşrikler tarafından şehit edilmiştir.
Taşlama olayı Müslümanların değil, Düşüncesi ve inancından dolayı Müşriklerin Müslümanlara uyguladıkları ve yaptıkları insanlık dışı davranışlardır.
Diğer yazımda dediğim gibi aklıselim ile davranalım.
Müslüman'a yakışır bir tutum içinde olalım.
Seçimleri bir şölen halinde geçmesi için katkı sunalım.