- 18-03-2023 10:56
- 44
Allah nasip ederse ülkemizde 14 Mayıs'ta genel seçim yapılacak.
Ülkeyi tek başına idare edecek cumhurbaşkanı ve 600 tane de milletvekili seçilecek.
Cumhur ittifakı ile millet ittifakı adı altında iki büyük blok var olsa da irili ufaklı birçok siyasi parti de bu seçimde yerini alacak.
Bu seçim var olma, Hilal ve Haç savaşı değil mevcut yasalar çerçevesinde Cumhurbaşkanı ile siyasi partileri tercih etme seçimidir.
En fazla, birden fazla maaş alan ile işsiz olan; İsraf yapanlar ile aş peşinde olanlar arasında yani eldeki imkanları korumak isteyen ile o imkanlara kavuşma arzusu arasında olacak.
Demokrasi ve siyaset kültürü kısıtlı olan toplumlarda her seçim; var olma ve yok olma stratejisi üzerine kurulur.
Siyasi parti ve liderler de keskin dil, ucube vaadleri, hayalî senaryolar ile toplumu heyecana getirirler.
Bu da seçmenin aklını kullanma ve geçmişi analiz etmekten çok duygusuna kulak vermesine neden olur.
Altmış yaşını geçmiş, siyaset ile iç içe olmuş, İ.H.L okumuş "hak yol İslam" kültürüyle büyümüş biri olarak bu hep böyle olmuş ve de bu seçimde böyle olacaktır.
Çünkü "dava" sloganıyla siyaset yapanlar, iktidara geldiklerinde; ihale takibi, birden fazla maaş alma telaşı ve akrabaya iş bulma çabaları "davalarına" hizmet etme zamanını bulamamışlar dır.
Öteleme hep "dava" olmuş, başka seçime kadar hep rafa kaldırılmış ve kırılan kalplerin vebali günah olarak kalmıştır.
Kalp kıranlar üzülür, kalbi kırılan küser, ümitler ve hayaller bir başka seçime kalır.
Dindar, Alevî, Sol kesim, Milliyetçi Türk ve Kürtlerin beklentiler, haklı bazı talepleri rafa kaldırılır.
Bu defa bu tuzağa düşmeyelim.
Seçim sürecinde kalp kırmadan, aklımızı kullanarak ve vicdanımız ın sesine kulak vererek oy kullanalım.
Birilerinin makam ve saltanatı için mukaddesatı araç yapmayalım.