Demokrasinin gerçeği, Cumhuriyetin olmazsa olmazı, halkla istişare ve toplum çoğunluğunun kararı seçimdir.
Ülkemizde mevcut anayasa ve rejim varlığını sürdürdüğü müddetçe iktidarları seçim ve neticesi seçmen yani vereceğimiz oylar belirler.
Zamanında mı? Erken mi? Olacağı tartışmasını bir kenara bırakırsak ülkemiz de en geç önümüzdeki Haziranda Allah'ın izniyle olağan dişi olaylar olmazsa seçim olacağıdır.
Bu seçim; 20 yıldan fazladır iktidarda olan Ak Parti ve liderine onay mı verecek?
Yoksa "söz ve yetki milletindir" deyip Millet ittifakını mı iktidar yapacak?
Nihayetinde sandık kurulup oylar kullanıldığında millet yanı biz seçmenler oylarımızla belirleyeceğiz.
Yılların birikmiş sorunları, süre gelen haksızlıklar ve çözüme kavuşmayan sıkıntılar siyaseti kilitlemiş durumda.
Siyaset; memleket meselelerine çözüm odaklı politikalar yapamamaktadır.
Alevi vatandaşların çözüm bekleyen sorunlarının sürüncemede kalması onları Sol siyaset yapan partilere yönlendirmiş sağ siyaseti rakip görmüştür.
CHP de Alevi vatandaşların oylarını muhafaza etmek için uygun politikalar ve argümanlar kullanmıştır.
Siyasetin bir başka etkili gurubu da CAMİ cemaati veya dindar kesimdir. Onlarda sağ siyasete bel bağlamıştır. Sol siyaseti rakip görmüştür.
Aleviler sol siyasetin güçlü partisi CHP'ye oy verirken, Cami cemaati ve dindar kesimde Sağ siyasetin güçlü partisi Ak Partiye oy vermişlerdir
Son bir kaç seçimde ise Kürt seçmeni de siyasette varlığını his etmeye ve siyaseti etkilemeye başlamıştır.
Onlarda sol siyasetten HDP’te yer bulmuş, büyük çoğunluk blok halde oy vermişlerdir. HDP de oylarını muhafaza etmek için uygun argümanlar kullanmıştır.
Bir de milliyetçi kesim var ki onlarda MHP veya İYİ partide birleşmişlerdir.
Kısaca seçmenin %90 nini teşkil eden bu etkenler herkes kendi açısında haklı yönleri olsa da ülkede siyaseti açısından hayra alâmet değildir.
Oyumuzu; duygular, süre gelen yanlışlar, kendini ifade etmedeki sıkıntılar ve diğerlerini rakip görme değil de aklımızla kullanırsak daha iyi olacağı kanaatindeyim.