- 15-07-2014 20:33
- 24080
Dün Ramazan gerginliğinden ve insanların manevi havayı suiistimalinden bahsetmiştik. Bugün onun bir adım ötesine geçeceğiz, şehir kovboyluğu…
Aslında bunun Ramazanla oruçla alakası yok. Bu tarz insanlar her zaman varlar. Bunlar için Ramazan’ın orucun çok da ehemmiyeti olmaz.
Yapmak istediklerini yapamayınca, egolarına sarılır, ortalığı dağıtırlar!
Önceki gün, TPAO sosyal tesislerinde meydana gelen olayda bunun bir örneği sergilendi. Havuza girmek isteyen bir vatandaş, görevli personel tarafından, kural gereği uyarılınca, şiddete başvuruyor.
Görevli personel hastanelik olurken, saldırgan olay yerinden kaçıyor!
Bunu ne ile ifade edebilirsiniz ki?
Üstüne birde kaçan şahsın Polis olduğu iddia ediliyor.
Şayet gerçekten saldırgan polis ise bu daha da vahim bir olaydır.
Kamu düzenin sağlamakla görevli memurlar, kamunun verdiği gücü, kamuya karşı mı kullanıyor, diye bir soruyla karşı karşıya kalabiliriz bu durumda.
Soruları gidermek ve kimseyi töhmet altında bırakmamak için öncelikle bu şahsın bulunması gerekir. Bunun Emniyet Müdürlüğümüz için çok da zor olmayacağı kanısındayım.
Çünkü sosyal tesislerin her yanı kamera ile kontrol ediliyor.
Belki saldırganında kendince bir savunması vardır, onu da dinlemeden hüküm vermemek gerekir.
Ancak savunma ne olursa olsun, bu saldırıyı mubah kılmaz.
Kimseye başkasının vücut bütünlüğünü tehdit etme hakkı tanınmamıştır.
Hele bir de görevini yapan bir kamu görevlisine!
İnsanların tepkilerini hukuk çerçevesinde gösterdiği, kişisel özgürlüklerinin hukukun çizdiği daire ile sınırlandığını unutmadığı, kaba kuvvetin çare olarak algılanmadığı yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…