- 06-07-2014 17:02
- 28
Yazın en sıcak günlerine denk gelen Ramazan ay’ı, elektriğe olan talebi artırdı. Bu talep lüksten, keyiften değil, zaruretten kaynaklanıyor.
Olduğu yerde buharlaşan insanlar, iftar saatini çıkarmak için soğutucu adına ne bulsalar abanıyorlar. Bu abanma, elektrik şebekelerini de doğal olarak zorluyor. Zorlamayı kaldıramayan şebekeler, bazen kesintilere neden olabiliyor.
İşte bu kesintiler, vatandaşın şalterini attırıyor!
Açlık, susuzluk ve sıcağın kesiştiği noktada, tıpkı elektrik telleri gibi gerilen ve ısınan insanlar, soğutucu fanların da devre dışı kalmasıyla, devreleri tamamen yakarlar…
Devreleri yanmış, şalteri atmış vatandaş, artık etrafa yüksek gerilim saçıyordur!
Bu durumda ki insanın mantıklı hareket etmesi tabii ki beklenemez. Hele birde tazyiki nikotin varsa…
Öylede oldu! İnsanlar çıkıp Dicle Edaş personellerine ve bürolarına saldırmaya başladı!
Buna hakları var mı tabii ki yok!
En başta tutulan oruç, saldırganlığı, kavgayı, gürültüyü, men eder. Orucun sadece ağza, boğaza değil, bütün uzuvlara tutturulmasını emreder. Ama orada da bir sakatlığımız var, biz işi sadece açlığa ve susuzluğa bağlar, önümüze gelene patlarız.
Hâlbuki biz nasıl aç susuz ve gerginsek, karşımızdaki de aynı durumdadır. Bizim ani tepkilerimiz, karşıdakinin de benzer yaklaşımlarına neden olacaktır. Bu da Mübarek Ramazan ay’ının havasını bozacaktır.
Vatandaş sinirlenmekte haklıdır ama saldırmakta asla!
Oruçlu olmak, nefse hakim olmaktır!
Bunları söylerken Edaş’ı savunmuyor ya da haklı olduğunu iddia etmiyorum.
Onların da sıcağı, açlığı, orucu dikkate alıp, ona göre tedbirlerini alması, personel dağlım ve takviyelerini ayarlaması gerekirdi. Kendilerinden kaynaklanmayan sorunlar için vatandaşı uyarıp, tatmin edici açıklamalar yapması gerekirdi.
Sonuç olarak, müşteri her zaman haklıdır. Eğer vatandaş bir hizmet bekliyorsa ve bu hizmet hayati bir önem arz ediyorsa, sizin bahane değil hizmet üretmeniz gerekir.
Şartlar ve imkânların üst sınırlarını zorlamayı değil, yerini değiştirmeyi hedeflemeniz gerekir.
Haklılık da saldırganlığı gerektirmez!
Vatandaş hakkını arayacak ama usul çerçevesinde! Çerçeveyi zorlarsanız, haklıyken hasız duruma düşersiniz!
Allah hepimizin yardımcısı olsun. Herkes oruçlu, herkes gergin…
Kimse orucu ve gerginliği, işini aksatma veya saldırganlaşmaya bahane etmesin. Bu bahane ramazan’ın, orucun, ruhuna ters!
Herkes işini en iyi şekilde yapsın, vatandaşta (şalter atsa bile), orucun ve yasaların çizdiği sınırları aşmamaya dikkat etsin. Zorlandığında, “İnnallaha meassabirin” Allah sabredenlerle beraberdir virdini çeksin…
Kurumların, orucu bahane edip işini aksatmadığı, vatandaşların aynı bahaneyle saldırganlaşmadığı Ramazanlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…