- 27-11-2019 16:27
- 22778
24 Kasım öğretmenler gününde, öğretmenler günü programına katılan bir vali, bir gazeteciyi, öğretmen sanarak azarladı!
Vali bey, konuşmasını yaparken, yorulup bir sandalyeye çöken gazeteci, anlık refleksle ayak ayak üstüne atıyor. Bunu gören vali bey, “sen öğretmen misin birader, hele bir öğretmen gibi otur da görelim” deyip şahsı fırçalıyor. Sonrasında da öğretmenlerden bir şekilde alkışı koparıyor!
Birincisi, durum her ne olursa olsun bir memurun(veya başkasının), herkesin karşısında azarlanması, doğru değildir. Hele bu memur öğretmense ve gün öğretmenler günüyse ve siz o günü kutlamak üzere oradaysanız…
İkincisi, siz bir yılı aşkın süredir Konya valisisiniz, yaşınızda genç sayılır(53) siz kendi ilinizde, kendi programlarınızı takip eden gazetecileri tanımıyor musunuz?
Üçüncüsü, soru sorup, cevabını dinlemeden niye hüküm verip, hemen infaza geçiyorsunuz?
Ben bunu doğru bir yaklaşım tarzı olarak görmüyorum.
Öğretmenlerimizin alkış tufanını da anlamıyorum. Kim olursa olsun, size veya bir başkasına yapılan böyle aleni bir yanlışa alkış tutmak doğru değil. Hadi birkaç bürokrat, mecburiyet veya mahcubiyetten alkışladı. Ama bu hiçte öyle bir alkış değildi. Şahsen ben o alkışlardan rahatsız oldum.
Çocuklarımıza doğruyu ve yanlışı öğretecek olan öğretmenlerin daha dik durmasını bekler, olsa bile çok cılız bir alkış sesi beklerdim.
Aslında asıl problemde burada!
Öğretmenler ceberrut uygulamalarla karşılaşınca, hakkıyla öğretmenlik yapamıyorlar. Hakkıyla öğretmenlik yapılmayınca da böyle öğretmene, gazeteciye tepeden bakan valiler çıkıyor ortaya.
Vali’ye ve onun makamına olan saygıyı tabii ki küçümsemiyor ve yok saymıyorum. Herkesin o makama saygı göstermesi gerekir. Lakin bu tarz yaklaşımlar, saygıyı sağlamaz, tam tersine negatif etki yaratır.
Kanunda, valinin karşısında böyle oturacaksınız diye bir ifade hatırlamıyorum!
Ama amirin memuruna nasıl davranıp davranmaması gerektiği net olarak ifade ediliyor. Zaten azarlanan da öğretmen veya memur değil. Sonradan gidip özür dilediğine göre de art niyetli değil. Görüntülerden izlediğimiz kadarıyla da oldukça mulayim bir çocuk. Makama kadar gidip özür dilemiş.
Ben olsam gidip özür diler miydim?
Vali beyden özür bekler miydim?
Olay belkide bu kadar büyütülecek bir olay değil. Ama bir zihniyet yansıması olduğu için irdelenmesi gerekir.
Böyle idarecilerin olduğu yerde iyi öğretmen zor yetişir. İyi öğretmenin olmadığı yerde ne vali ne gazeteci nede iyi insan yetişir!
İdarecilerimizin daha dirayetli, öğretmen ve gazetecilerimizin de daha cesaretli olması gerekir.
Vali, gazeteciden, gazeteci öğretmenden, öğretmen validen, vali öğretmenden değerli değildir.
Hepsi bu toplumun ana unsurlarıdır ve hepsi birbirini tamamlamak için çalışmalıdır. Hiçbirinin diğerine hakaret etme hakkı yoktur!
Herkesin hakkını ve haddini bildiği bir toplum dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın