- 09-03-2025 16:52
- 1292

Yazımın başlığındaki Kürtçe sözü, zekâsı yaşına göre gelişmemiş genç yaşta biri söylüyor.
Bir hasta ziyareti esnasında, gazeteci olduğumu bilen genç, yanıma gelerek Öcalan’ın “örgüt kendisini lağvetsin, silahları bırakın” çağrısına sevindiğini belirterek “Şer ne başe” (çatışma, kavga, savaş iyi değil) sözlerini yüzüme söyledi.
Genç Mustafa’nın yaşı 20’yi bulmasına rağmen halen 10 yaşında bir çocuk gibi hareket ediyor, dürüst saf ve temiz duygulara sahip.
Temiz yüreği ve saflığı ile 40 yılı aşan bu kardeş kavgasının bitmesini canı gönülden istiyor.
Aklı ve vicdanı olan herkes bunu ister.
Silahların susmasının kimseye zararı olmaz, olamaz.
Aksine, silahların konuştuğu yerde herkes zarar görür.
Görmedik mi kırk yıl küsur boyunca?
Bu yangının alevleri çok ocak yaktı.
Çok eve ateş düştü.
Bu sorun hepimizin sorunu.
Hepimizin canını bir şekilde yakmıştır.
Büyük acılar yaşandı.
Telafisi mümkün olmayan kayıplar verildi.
Yeter artık…
Türkler ve Kürtler düşman değildir.
Bin yıldır birlikte yaşıyor ve aynı kaderi paylaşıyorlar.
Daha önce de silahların susması denendi ama savaştan beslenenler bunu sabote etti.
Bu sefer bu girişim mutlaka amacına ulaşmalıdır.
Silahlar susarsa barış ve huzur ortamı oluşur.
Kanla yazılan bu senaryo son bulur.
İnsanların özgürce düşüncelerini ifade etmesi,
Halkın huzuru, mutluluğu,
İnsanların temel haklarını talep edebilmesi silahla olmaz.
Silahlara veda için hiçbir dönem bu denli bir umut doğmamıştı.
Bu umudu büyütmek gerekir.
“Dün neden silah var” diyenler, bu gün “neden silah bırakılıyor” diye karşı çıkıyor.
Diğer bir taraftan da bu olmazsa, şu olmazsa, bu niye böyle, bu niye şöyle diyenler süreci bulandırıyor.
Dün güya şiddete karşı olanlar, bu farklı bir role bürünmüş.
Güya teslimiyetmiş.
Kimisi oyalama taktiği diyor.
Başkası oyun içinde oyun diyor.
Belli ki niyetleri başka.
Belli ki onlar da akan kan, kaos ve şiddetten besleniyor.
Silahlar susarsa değerlerinin kalmayacağından endişe ediyorlar.
Oysa biraz aklı vicdanı olan kimse, silah, şiddet ve ölümü istemez.
Mustafa’nın dediği gibi, şer ne başe…
Gün barış günüdür.
Gün kardeşlik günüdür.
Bu saatten sonra bir kişinin parmağı dahi kardeş kavgasında kanamasın.
Mustafa, sohbetimiz koyulaştıkça sürecin başlamasında emeği geçenleri tek tek sayarak teşekkür ettiğini söylüyor.
O da inanmış bu sefer silahlara veda edileceğine…
Mustafa’nın bu inancı ve isteği umarım mutlu sonla sonuçlanır.
Amâsız, fakatsız herkesin Mustafa’nın bu umudunun boşa gitmemesi için bu süreçte elinden gelen gayreti sarf etmesi gerekir.