- 06-02-2018 22:14
- 24
Sevgi, sıkıntıların giderilmesine, dertlerin azalmasına, masrafı olmayan, zorlanmadan, birazcık fedakârlıkla yapıla bilen, dağıttıkça artar, gönülleri fetih eden, kin ve düşmanlıkların azalmasına vesile olan Allah’ı en güzel bir nimetidir.
Sevgi, Müslüman’ın şiarı, ibadetlerin en makbulü, kardeşlik ve birliğin teminatı, bölücülüğü tedavin eden ilacı ve “yaratanı sev yaratandan ötürü” nün düsturudur.
Biz Müslümanlar her kese karşı (istisnalar olsa da) sevgi konusunda iyiyiz de, ancak birbirimize karşı sevgi konusunda cimri, bazen yok denecek kadar az, bazen de yok, hatta yerini kin ve nefret alabilmektedir.
Diyarbakır’da ittihadül ulemanın düzenlemiş olduğu ve bölgemizde bulunan değerli âlimlerin katıldığı bir panele ben de katıldım.
Panel başlamadan önce selamlama konuşması yapıldı.
Bazı âlimler konuşmalarıyla beni gayet üzdü.
Birlik ve kardeşlik vurgusu yapıldıktan sonra “sucu, bucu, kral, şu ülke…” ile başlayan suçlama ve nefret dili hiç de hoş değildi.
Kendi kendime “birbirini seven, aynı fikir ve düşünceye sahip olan, ayrı gayrı olmayanlar zaten aralarında sıkıntı yok, önemli olan farklılıkları tahammül etmek, sevmesini bilmek” her neyse sabırla dinledim. Sıra konuşmacılara geldi onları dinleyince “iyi ki gelmişim ve beklemişim” dedim.
Konuşmacılardan İl Müftümüz Sayın Burhan İşler hocamız anlatımında önemli gördüğüm iki konuyu sizinle paylaşmak istedim. Hocamız:
“Ramazan ayında, sarhoşun biri sabahlayın bir dergâha gider “Açım bana yemek verin” der. Oradakiler, oruç tutmayan ve sarhoş olan bu adama çok sinirlenseler de hoca(şeyh) duymasın diye kibarca onu oradan uzaklaştırmaya çalışırlar.
Ancak hoca olayı duyar ve “Ne istiyorsun” diye adama sorar. Adam “Açım bana yemek verin” hoca müritlerin sert bakışlarına aldırmadan “Bak adam aç hemen bir şeyler verin” mecburen hazırda bulunan kahvaltılık yiyeceklerden adama servis yaparlar.
Bir müddet sonra hoca sarhoşun yanına gelir bakar ki adam verilenlerin tamamını yemiş ancak zeytinleri yememiş.
Hoca “yemeğini yemişsin afiyet olsun da zeytinleri niye yememişsin” adam “Hocam sarhoşsam gavur değilim. Bu içkili ağzımla Allah’ın Kur’anda adına yemin ettiği zeytini nasıl yerim.”
İçkili olsa dahi sevgi ve ilgiye ihtiyacı vardır, biz onu dışlayamayız…” demesi idi.
Bir başka tespiti de başında geçen olayı anlatması. Yer ve zaman vermediği olayı şöyle anlattı:
“İlçenin birinde imam’ın biri bana gelerek “Hocam ben çalışkan, vatanına, bayrağına bağlı… Biriyim, Müftüm benim yerimi değiştirmek istiyor.”
Ben “Neden” o “O müftü FETO cu onun için.”
Ben “Durumu kaymakama niye anlatmadın”
o “Kaymakamda FETO cu.”
Onu dinledikten sonra olayın gerçek yüzünü araştırmak için ilgili Müftüyü aradım ve aldığım cevap “Hocam o imam efendi geçen dönem (sene de olabilir) camisine gittiğimizde yerinde yoktu, çocuklara ders kitaplarını götürmüştük mihraba bıraktık geldiğinde görsün dağıtsın diye arada aylar geçmesine rağmen kitaplar bıraktığımız yerde ve ciltleri açılmamıştı.
Bir yıldır göreve gitmiyor” söyledi.
Araştırdım imam efendi göreve gitmediği idi.” Ve devamla “Böyle görevini yapmayan ve insanlara iftira atanların her miting ve yürüyüşte en önde olmaları…” demesi.
İl müftümüz gibi hakkı gözeten biri değil de ya başkası olsaydı.
Şua mağdur olan, işinden, aşından olan nice haksızlıkların kaynağı bu tür iftiralar değil midir? Sevginin yeri kin ve nefret alırsa…
Yüce Allah Maide suresi 8 ayet:
“Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimselerden olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adil davranmamaya itmesin.
Adaletli olun.
Bu Allah korkusu ile takva ehline daha çok yakışan (bir davranış)tır. Allah yaptıklarınızı hakkı ile bilendir.”
Müslümanların sevgi konusunda “Yahudi, Hıristiyan, Budist, dinsiz, komünist ile sevgi konusunda ufak tefek sıkıntılar olsa da genelde iyi durumdalar. Rusya, Sırbistan, Papa ziyareti, İsrail ile ticari ilişkiler örnek verilebilir.
Ancak sıkıntı, Müslümanların kendi aralarındaki sevgi eksikliği, devletleri, ırkları, siyasi görüşleri, tarikatları, cemaatleri…
Farklı olanların bir birine karşı sevgi yerine kin beslemeleri ve merhametsiz olmalarıdır.
Selam ve dua ile