- 24-11-2024 16:02
- 24-11-2024 16:04
- 974
Sosyal medyada yapılan bir paylaşıma göre, kadına yönelik şiddetin en az olduğu illerin başında Batman geliyormuş.
Yani Batman’da neredeyse kadına şiddet hiç yokmuş.
Keşke bu gerçek ve inandırıcı olsa.
Yapılan bir araştırmada Batman, Hakkari, Şırnak, Van, Bitlis, Bingöl, Mardin kadına yönelik şiddetin en az olduğu iller olarak belirlenirken, Bilecik, Elazığ, Isparta, Karaman, Kayseri, Denizli, Bartın, Yalova, Ardahan, Bolu, Manisa ve Amasya illeri ise şiddetin en çok olduğu iller olarak belirlendi.
Bu araştırma bana sahici gelmedi.
Ataerkilliğin egemen olduğu bir coğrafyada yer alan Batman’da kadına yönelik şiddet ne yazık ki çok yaygın.
Batman’daki kadın cinayetleri ve kadın intiharlarının temelinde de orantısız şiddet yatıyor.
Bu araştırma ile Batman’da kadına yönelik şiddet örtbas ediliyor.
Kadına yönelik şiddet kayıtlara tümü ile geçmiyor ne yazık ki.
Her türlü şiddete maruz kalan kadınların çoğu korkudan, aile baskısından, töre ve değerlerden kaynaklı sesini çıkarmıyor, şikayetçi olmuyor.
Asırlardır süre gelen bir alışkanlık olan kadına şiddet garipsenmezken, kadınlar da haklarını yeteri kadar bilmiyor.
Kadınlar tek başına yaşama ve ayakta kalma imkanı bulamadığı için kendilerine yönelik şiddeti sineye çekiyor.
Ailesinden, sevgilisinden, eşinden, çalıştığı iş yerinden şiddet görmeyen kadın kaldı mı?
Kadınına yönelik şiddete eliyle, diliyle bulaşmamış kaç erkek var?
*Töre baskısı
*Fiziksel şiddet
*Psikolojik şiddet
*Cinsel şiddet
*Ekonomik şiddet
*Özgürlüğün kısıtlanması şiddeti
*Aldatılma, flört, ikinci eş şiddeti
*Sokakta Israrlı takip ve taciz şiddeti.
*İkincil insan muamelesi,
*İşyerinde ayrımcılık ve mobing gibi her türlü insanlık dışı uygulamalarla karşı karşıya kalıyor kadınlar.
Her kadın, yaşamında bu şiddet türleri ile mutlaka karşılaşıyor.
Batman’da kadına yönelik şiddet için verilen mücadele ve alınan önlemler yeterli değil.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ve 8 Mart Kadınlar Günü’nde de kadın hakları ve kadınların maruz kaldığı haksızlıklar sürekli gündeme geliyor.
Kadınlar aile içinde, sokakta, okulda, iş yerinde ve özel hayatlarında maruz kaldığı şiddete dikkat çekmek ve bunu dillendirmek elbette önemlidir.
Araştırmalara göre her üç kadından neredeyse biri, yaşamı boyunca fiziksel şiddete maruz kalıyor.
Diğer şiddet türleri de bu araştırmaya dahil edilirse, neredeyse şiddet görmemiş kadın kalmayacaktır.
Özellikle son dönemde genç kızlar ve kız çocukları, büyük bir şiddet riski ile karşı karşıyadır.
Failleri bulunmayan Narin, Rojin ve , Şirin gibi, Kozluk’ta intihar süsü verilen Şeyma gibi nice kız çocuğu, yakın zamanda şiddete maruz kaldı.
Binlerce kadın cinsiyete dayalı şiddete maruz kalıyor.
Namus cinayetleri adı altında eşleri veya aile üyeleri tarafından bir çok kadın öldürülüyor.
Çok can yakan bir toplumsal sorundur, kadına yönelik şiddet.
Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin önlenmesi mümkündür.
Yeter ki toplumsal bir bilinç ve gerekli yasal düzenlemeler yapılsın.
Kadına yönelik şiddet sıklıkla cinayet ve intiharlara yol açmaktadır.
Kadın cinayetlerinin çoğu, sevgilileri, eşleri veya aile üyeleri tarafından işlenmekte ve olaylar, aile içinde kapatılmaktadır.
Kadın ve genç kızların katilleri ve azmettiricileri hak ettikleri cezayı almıyor.
Şiddet ve cinayetlerin önüne geçmek için faillerin ve azmettiricilerin cezasızlığına son verilmelidir.
Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti sona erdirmek herkesin görevidir.
Şiddetten korunmaya çalışan kadınların, haklarına erişimesi ve haklarını güvence altına alınması için kadınların güçlü bir şekilde örgütlenmesi gerekir.
Kadına yönelik şiddet ile mücadele ve kadın hakları savunuculuğu sadece kadınların değil ‘insanım’ diyen herkesi görevidir.