- 27-12-2022 00:00
- 26-12-2022 21:42
- 146
Yöneticilik 'ben her şeyi bilirim' sanatı değil.
İyi yönetici istişare eden kişidir.
İstişare sonucunda doğru kararlar veren kişidir.
Türkiye'de tam tersi bir yöneticilik var.
Her kurumun başına geçen yönetici adeta yeniden Patagonya'nın keşfine çıkar.
Oysa bilmediği şey, Patagonya'nın kendisinden çok önce keşfedilmiş olduğudur.
Sizden önceki yöneticinin hiçbir şey yapmadığını düşünüp her şeyi çöpe atıp sıfırdan proje program yapmak strateji yapmak akıl ile anlatılacak bir durum değil.
Ama Türkiye'de öyle Bakan değişir, bakanlıktaki bütün projeler rafa kalkar, bütün kadrolar dağıtılır ve yeniden Türkiye anlaşılmaya çalışılır.
Ülke o Bakanlıkta format yer.
Ülkede iktidar değişir bütün Bakanlıklar Genel Müdürlükler, Taşra kadroları her şey sil baştan değişir
Ve bu değişim ve yenilik namına çok iş yapılacak diye yapılır.
Ülke resmen fabrika ayarlarına tekrar geri döner.
Tam bir reset durumu yaşanır.
Ne zamana kadar, yeni iktidara kadar.
Hatta basit bir örnek vermek gerekirse: AK Parti iktidarında eğitim sistemi her Bakan değiştiğinde format yedi.
Yani yenilendi.
Soru şu, iktidar mı değişti ki eğitim sistemi değişti?
Türkiye'de iktidar değişmese de Bakan değişimi her şeyin formatlanmasına yetiyor.
Peki, neden böyle oluyor.
Ülke neden hep resetleniyor.
Çünkü ülkenin bir eğitim sağlık, Tarım, sanayi, teknoloji stratejisi ve planı yok.
Ülkede sistem yok.
Ve bu sistemsizlik ülkeyi hep geri götürüyor.
Ülke bir türlü toparlanamıyor.
Her gelen kendi sistemini, stratejisini uygulamaya çalışıyor.
Olan bu zavallı millete oluyor.
Kimse hesapta soramıyor.
Her gelen milli dini örfi değerler üzerinden edebiyat yapıyor.
Kıssadan özü ülkeye yazık oluyor.