SİYASET KAZANI KAYNIYOR

Önümüzde hayati önem taşıyan seçimler var.
Her ne kadar uzak gibi gözükse de bu yerel seçimler ve genel seçimler ama çok biliniyor ki her gelecek yakındır çünkü gelecek gelecek.
Ama geçmiş için aynı cümleyi kuramıyoruz.
Çünkü geçmiş bir daha da asla gelmemek üzere geçmiştir.
Türk siyasetine katılan ve halen yeni olan, doğru dürüst toparlanmaya ve kendi programını bile tam anlamıyla rayına oturtmayan hatta bu konuyu yazmak bile erken dersem sanırım doğru tespit yapmış olurum…
İYİ Parti ses getiriyor.
TV kanallarında sanki başka konu kalmadı da adamlar bu yeni kurulan partiyle yatıp kalkmaya başladılar.
Hemen konu yaptılar.

Akademisyen görünümlü o güya bilge insanlar şimdiden Türk siyasetine katılan bu partiyi her konuda ve her yönüyle tartışmaya başlayıp irdelemeye devam ediyorlar.
Aslında kendilerine büyük meblağ ücretler ödenseydi belki de bu kadar konuşmayacaklardı.
Anlayamadım gitti ne oluyor? 
Nedir bu partiden alıp verecekleri? 
Çekiniyorlar mı? 
yoksa bir algı mı oluşturulmak isteniyor? 
Kayda değer ve yakın takibe alınacak bir konu diye ben de dikkat etmeye başladım ve bu olaylara söylemlere odaklandım.
Bu demektir ki yakın bir gelecekte skandal nitelikte haberlerle karşılaşacağız.
Siyaset kazanı çok harlı bir şekilde kaynıyor.
Farkındayım bu yüzden de yazma gereği duydum.
Oysa daha önceleri de siyasetimize yeni partiler kurulur katılırlardı 
Ama durum aynı şey değil.

Sanki görünmez bir el olayları planlıyor ve siyaset kazanını ha bire kaynatıyor.
Oysa rekabet olumlu bir tarzla icra edilebilirse kamuoyunun seçenekleri artar demokrasilerde yasal olarak isteyen parti kurar ve seçimlere katılırlar ama seçim yasası ve yönetmelikleri doğrultusunda legal olmaları koşuluyla.
Başbakan ve iktidarın üst düzey siyasilerinin ne diyeceği, ne demeyeceği, merak konusu.
Kurulan bu partiyi her ne kadar kale almıyor gibi görünüyor olsalar da bence bu bir profesyonel taktik gibime geliyor.
Açıkçası şimdi izliyorlar.
Nabız yokluyorlar.
Kim bilir belki de zamanla anketörlere anket bile yaptırırlar ve gelişecek pozisyona göre gardlarını alırlar.
MHP zaten kendini ve bu partiye karşı tutumlarını verdiği demeçlerle deşifre etti bile.
Haklı bir yönü var gibi gözükse de aslında çok daha nazik bir dille demeç verebilirdi.
Ancak bu nezakette bulunmadılar.
Aksine aynı tonajda ve seviyesiz seviye de karşı taarruza geçmeyen İYİ Parti Sözcüleri nezaketle söylemleri kale almadılar ve açık açık da bunu ifade ettiler.
Peki, bu olumlu ve nazik davranış tarzlarını sürdürmeye devam ettirirler mi? 
Yoksa klasik bir Türk tipi siyaset diline onlar da dönerler mi? diye merak etmiyorum da değil.
Bunu gelecek zamanlar netleştirir

Ama her şeye rağmen siyasilerin kaba bir dil kullanmaları ve halkı kamplaştıran, ayrıştıran davranış stillerine başvurmaları hem şık değil hem zamanı değil hem doğru da değil.
Özellikle de saygınlık açısından…

Hiç bir siyasetçi, zamanı geldiğinde hem kendileri hem de partilerinin tarih olabileceğini ve siyaset çöplüğündeki yerlerini alacaklarını düşünmüyor.
Oysa maziye baksalar birçok örneğini görecekler.
Oysa ders almaları gereken önemli bir konu bu konu.
Geldikleri gibi bir gün gideceklerini neden kabullenmiyorlar, ben de bu tarzı bir türlü kabullenemiyorum.
Sonsuza dek iktidar olarak kalınmaz hatta muhalefet için bile bu geçerlidir.
O halde nedir bu sivri dil, argo demeçler, kamplaşmalar, ayırıcı söylemler?
Kimlere yarıyor?
Bu mu milli iradeye, gelecek nesle, siyaset adaylarına örnek olmak, saygılı olmak?
Evet her uzaklık yakındır.
An gelecek, gün gelecek ve seçimler yapılacak.
O zaman er meydanında göreceğiz biz bu siyasileri.

Bakalım kim kazanacak? 
Kimler ve neden kaybedecek? 
İşte bunu zaman gösterecek kısmet olursa birlikte göreceğiz.
Hatta ellerimizle vereceğimiz oylarla onları biz belirleyip seçeceğiz.
Yahut onları siyaset çöplüğüne göndereceğiz.
Her siyasi her parti yaptıklarının ve yapmadıklarının bedelini normal şartlar altında bedelini ödeyecektir yahut oy’larımızla ödeteceğiz diye düşünüyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ