- 27-03-2019 16:07
- 19826
Siyaset; Arapça seyis kelimesinden türemiştir. Seyis ise atı terbiye etme manasına gelir.
Günümüzde ise, devleti idare (iktidar) etmek için yasal çerçevede faaliyet gösteren temelde aynı düşünceye sahip olan insanların bir araya gelip oluşturduğu toplulukların (siyasi partilerin) yaptığı faaliyetler diyebiliriz.
Hz. Adem(as) ile başlayan insan nesli, bir arada yaşamaya özen göstermiş, toplumun maslahatı için bazı kurallar belirlenmiş ve otoriter bir güç var olmuştur.
İlk insan ve peygamber olan Hz. Adem (as) ilahi iradeyi kullanarak toplumun düzenini sağlamıştır.
İnsan toplulukların büyümesi, bir arada yaşayanların sayısının çoğalması ihtiyaçlarının farklı olması ve huzur içinde yaşamaları için farklı idare ve otorite biçimleri kullanılmıştır.
Baba, kabile reisi, aşiret, kral, padişah ve imparatorlar tarafından kullanılan otorite ile topluluklar idare edilmişlerdir.
Tarih içinde değişim geçiren toplumu idare etme yöntemi günümüzde demokrasi dediğimiz biçimi almıştır.
İslam’ın insanlık için ortaya koyduğu temel prensiplere en yakın olan bu sistem hali hazırda dünyanın gelişmiş ülkelerinin (farklılıklar olsa da) kullandığı yönetim biçimidir.
Demokrasinin üç temel özelliği vardır;
Birincisi; Devlet başkanının seçimle gelip seçimle gitmesi.
Seçilerek gelen devlet başkanı Rey-i vahid yerine meşverete önem vermesi gerekir. Işın ehli olan kişilerle istişare etmeli,
Ben yerine Biz, ben haklıyım yerine bende haklıyım prensibiyle hareket etmelidir. Kişilerin siyasi görüşüne, akraba ve hısıma göre değil ehil ve liyakatine önem vermelidir.
Bunun için görev ve yetkileri yasal olarak belirlenmeli ve bu prensiplere uygun olmalıdır.
İkincisi devlet işlerinin çözümü için seçilmiş bir meclisin olması ve belirli aralıklarla yenilenmesi gerekir.
Seçilmiş meclis güçlü olmalı, partinin çıkarı, lidere itaat yerine halkın çıkarını gözetlemeli ve gerekli gördüğünde lideri ikaz edebilmelidir.
Üçüncüsü ise hukuk devletinin ve bağımsız yargının olmasıdır. Hukukun üstünlüğü ve bağımsızlığı demokrasinin olmazsa olmasıdır.
İnsan’ın fıtratı gereği; benlik, hata yapma ve intikam alma duygusunun kontrol altına alınması için gereklidir. Hukukun üstünlüğü ve tarafsızlığı zedelendiği zaman otoriter ve baskıcı bir rejim oluşur oda tek kişilik yönetim biçimi olur.
Tek kişilik ise; hesap vermeme ve hesap soramama yanı istibdada yol açar.
İstibdat da toplumun maslahatı için tehlikeli ve sıkıntılıdır.
Said Nursi istibdadın bir reyi vahid olduğunu insanlığın insanlığını mahvettiğini, hayvanlıktan gelen bir vahşet olduğunu ifade etmiştir. Hürriyeti ise imanın bir hassası olarak kabul etmektedir.
Günümüz baktığımızda Bediuzzaman haklı olduğu görülmektedir.
Siyasetçinin temel ilkeleri ise; “Doğruluk, Yalan söylememek, Sıdk, ihlas, sadakat, sebat, tesanüd.” Olmalıdır.