- 03-11-2017 21:09
- 120
Düşünüyorum da çocukluğumdan bu yana, bu dönemdeki kadar siyasetin dili bu kadar alçalmamış bu kadar kirlenmemiş ve çirkinleşmemişti.
CHP Parti sözcüsü Bülent Tezcan’ın, Cumhurbaşkanı hakkında sarf ettiği sözler bütün AK Parti’lileri ayaklandırdı.
Tezcan’ı dili dolayısıyla eleştirenler, Tezcan’a daha beteriyle demediklerini bırakmadılar. Yukarıdaki başlığı da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Tezcan’a verdiği cevaptan öğrendim.
Soylu, Tezcan için “Bunun adı Şeytan dilliliktir Anadolu da Şeytan dilli derler böylelerine” deyince, düşündüm siyasete şeytan dilini kim soktu?
Sonra Tezcan hakkında Savcılık bir soruşturma başlattı.
Daha da garibi soruşturma da ki şu ifadeydi: “FETÖ öncülüğünde Cumhurbaşkanımıza yönelik Diktatör algısı yaratmak maksadıyla…”
Anlayacağınız şu ki polisiye filmlerin klasik ifadesiyle “söyleyeceğiniz her şey aleyhinize delil olarak kullanılabilir”
Eskiden de siyasetin dili bu kadar kirli miydi? Ya da siyasi figürler bu kadar sevimsiz miydi? Dünküleri bugünkülerle kıyasladığımda aklıma Erdal İnönü geliyor, siyasi fikirleri bir yana, çantasını ve şemsiyesini kendi taşıyan naif bir siyasetçiydi.
Sonra Erbakan küfürle değil zekâyla yoğrulmuş bir dili vardı. Erbakan ve Refah partisi geleneğinden gelen bugünkü iktidar mensuplarının dilinde o zeka ve incelikten eser var mı?
Aksine yontulmamış bir kabalık ve artı onsekiz ibaresini hak eden bir küfürbazlık.
Turgut Özal, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz.
Hangisinin dilinde bu denli şiddet ve küfür vardı?
Yukarıda ismini saydığım hiçbir siyasi figürün siyasi fikri ve duruşunu benimsiyor değilim fakat onların dildeki dikkatlerini, bugünkülerin küfürbazlığına sövgülerine ve saldırganlıklarına tercih ederim.
Bülent Tezcan’ın ifadeleri tartışılır küfür müdür yoksa siyaseten bir duruşun ifadesi, eleştirisi midir? Ama ona dönük kalkışılan taarruzda, ona cevaben söylenenler onun söylediğinden daha çok, küfür tanımına yakındır.
Ayrıca şu sorgulanmalı değil mi günümüz politik arenasında küfürbazlık çıtasını bu denli yükselten kimdir.
Önüne geleni azarlayan, aşağılayan “sen kimsin” mealiyle hakaretler eden kimdir?
Halkın, seçimle ülkeye hükmetmek görevi verdiği parti vatanı eline alınca, istediğini vatan haini ilan etmek hakkını da bonus olarak aldığını sanıyor.
Bir tek onlar hakaret eder bir tek onlar küfredebilir sanıyor.
Yok öyle yağma, siz siyasette küfüre, sövmeye, hakarete, aşağılamaya bu denli kapı aralarsanız herkes girer, herkes beslenir oradan.
Ondan sonra sonu gelmez bu dilin.
Siyasetle de sınırlı kalmaz dildeki bu şeytanlık, en tepeden en aşağıya kadar sirayet eder o dil. Önce yandaşlarınız sonra da düşmanlarınız alır o şeytanın dilini demediklerini bırakmazlar.
Özetle faşist, faşizm yanlısı kişiye denir.
Faşizm nedir?
Türk Dil Kurumu sözlüğünde aynen geçtiği gibi: Demokratik düzenin yerine aşırı bir ulusçuluk ve baskı düzeni kurmayı amaçlayan öğreti.
TDK diktatör için de: Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış bulunan kimse. Tanımı yapıyor.
Bir de bu kelimelere karşılık verilen cevaplara bakmak lazım. Onlara da siz bakın artık. Hem baksam bile buraya yazmaya terbiyem elvermez.