- 04-06-2020 18:42
- 92
Günlerdir
Bir feryat,
Bir figan.
“Tarlalarımız sular altında kaldı”
“Mahsullerimiz çöp oldu”
Gidip bir görelim dedim.
10 dakika sonra
Zorköy ve Segirka’da oldum.
Köylü perişan.
Köylü dertli.
Nerede o milletin efendisi olan köylü?
“Eser kalmamış” dedim içimden.
Daha aylar önce,
Salatalık, biber domates ektikleri bahçeler
Suların altında yüzüyor şimdi.
Ilısu Baraj Suları,
Sadece Hasankeyf’i yutmakla yetinmemiş,
Köylünün ekili dikili alanlarına kadar uzanıvermiş.
“Suyun buraya kadar geleceğini bilmiyorduk” diyorlar.
Biliyor olsaydılar bile arsalarını ekmeyip ne yapacaklardı?
Onların geçim kaynağı bu.
Üstelik dedelerinden kalan tarlaları yıllardır ekmelerine rağmen
Tapularını dahi alamamışlar.
Tapusuz arazileri için kara kara düşünüyorlar şimdi.
Batman’ın tarım arazilerini baraj sularına teslim ederken,
Köylünün neyle geçineceğini hesap etmişler miydi?
Hiç sanmam.
Suların üzerinden botlarla yüzüp,
Kalan mahsulü topladı kimisi.
Çuvallarla getirdiler önüme.
Öyle güzel salatalıklar,
İncecik belli.
Çöp oldu hepsi.
Seraları var şimdi.
Oralardan ne kurtarabilirlerse kâr.
Ektikleri mahsulü
Batman’ın pazarlarında bize
“Sê kilo milyonek”
Diyerek satacaklardı oysa.
Sonra kazandıkları üç beş kuruşu,
Üniversitede okuyan çocuklarına göndereceklerdi muhtemelen.
Bu yüzden,
“Emekler suya düştü” başlığını attım haberime.
İyi de ses getirdi.
Televizyon kanallarında boy boy izletildi,
Tüm Türkiye, köylünün halini görsün diye.
Hasar tespiti falan yapılıyor şimdi,
Konu ilgili yerlere iletildi.
Meraktayız,
Sizce ne olacak sonuç?
Köylünün sorunu çözülebilecek mi?