- 27-04-2021 15:43
- 27-04-2021 15:44
- 5504
Koronavirüsün kısa sürede tüm dünyaya olduğu gibi ülkemize de musallat oluşunun neredeyse 1.5 yılını geride bıraktık.
Bu illet yüzünden birçok can yitirdik, sosyal ve ekonomik kayıplar yaşadık.
Yaşanan kriz durumu, insani ilişkiler ve ruh sağlığımızı olumsuz etkiledi.
Yaşanan bu zorlu süreç içerisinde birçok tedbir, uygulamaya konuldu.
Eğitime ara verildi, spor müsabakaları ve kongreler ertelendi, sokağa çıkma ile ilgili kısıtlamalar getirildi, seyahat kısıtlaması konuldu, sosyal içerikli tesisler kapatıldı, ibadet dahil toplu etkinliklere yasak getirildi ve bütün bu tedbirler sayesinde bir normalleşme sürece başladı.
Vaka ve ölümlerde ciddi manada azalmalar oldu.
Alınan bazı tedbirler teker teker kaldırıldı.
Aşılama süreci başladı.
Normalleşme umudu artmış iken birden vaka sayılarında bir patlama yaşandı ve bu kez daha sıkı tedbirler uygulamaya konuldu.
Bu çerçevede ilk olarak 14 Nisan Çarşamba Gününden itibaren iki haftalık kısmi kapanma sürecine girildi.
Kapanma tedbirleri sonrasında salgının artış hızının önce yavaşladı, ancak son günlerde ise kısıtlamalara rağmen vaka ve ölüm sayılarında bir yükselme görülmeye başlandı.
Bu durum karşısında 26 Nisan'da yeni kararlar alındı.
Hâlihazırda uygulanmakta olan kısmi kapanma tedbirlerine yeni önlemler eklenerek tam kapanma dönemine geçilmesi kararlaştırıldı.
29 Nisan Perşembe Günü saat 19.00'dan itibaren 17 Mayıs Pazartesi saat 05.00'e kadar sürecek tam kapanma döneminde ülke genelini kapsayacak şekilde yeni tedbirler devreye alınacak.
Perşembe gecesini saymazsak bile içerisine Ramazan Bayramını da alacak şekilde 17 gün sokağa çıkma yasağı uygulanacak.
Kararın ardından içişleri bakanlığının yayınladığı genelgeye bakıldığında her ne kadar seyahatlerden tutun, konaklama, eğitime tümden ara verilmesi, kamudaki çalışma düzenine ve diğer alanları kapsıyorsa da aslında tam bir kapanma olarak görünmüyor.
İçişleri Bakanlığınca yayınlanan kapanma genelgesinde hangi işyerlerinin çalışacağı açıklandığını görünce “acaba bu tam kapanma değil mi?” sorusu oluşuyor kafalarda.
Çünkü sokağa çıkma yasağının olduğu günlerde bakkal, market, manav, kasap, kuruyemiş ve tatlıcılar 10.00–17.00 saatleri arasında faaliyet gösterebilecek.
Üretim ve imalat tesisleri ile inşaat faaliyetleri ve bu yerlerde çalışanlar kısıtlamadan muaf olacak.
Şehirlerarası ulaşım kontrollü sürecek.
Çiftçiler, hayvan bakıcıları için kısıtlama yok.
Yardım dağıtana, her hastayım hastaneye gidiyorum diyene de yok.
Sokağa çıkma kısıtlamasından muaf olanların listesine bakıldığında da ise liste uzayıp gidiyor.
Evlere paket yemek servisi yapandan tutun, bina yöneticisine kadar herkes kısıtlamalardan muaf tutuluyor.
Bu yüzden alınan karar tam kapanma olarak anlaşılmıyor.
Elbette artan koronavirüs vakaları için radikal bir karar ihtiyaç vardı.
Ve eminim ki tedbirler tam uygulanırsa olumlu sonuçlar elde edilecektir.
Ancak sokak kısıtlamasından muaf tutanlara bakıldığında sırf yasakları delmek için bu işi istismar edecek çok kişi olacaktır.
Kısacası birileri sokağa çıkma yasağını sulandırmak için kendilerini bir şekilde kısıtlamadan muaf olanların listesine dahil edebilir.
Şayet böyle bir durum yaşanırsa endişem o ki bazı işyerlerinin kapanması, trafikte biraz araç yoğunluğun ve ana caddelerdeki kalabalıkların azalması dışında ciddi bir etkisi olmayacaktır.
Yani, geçmişte kısıtlamaların olduğu dönemdeki gibi bu süreci evde geçirmeye niyetleri olmayanlar bir yolunu bulup sokağa çıkacak, gezmelere gideceklerdir.
Dolayısı 29 Nisan ile 17 Mayıs arasındaki süreçte alınacak tedbirlerin adı her ne kadar tam kapanma da olsa bu hali ile tam olarak kapanma olarak belki anlaşılmaz.
Böylesi bir başıboşluğa fırsat vermemek için ilk günden başlayarak uygulamaya tedbiri elden bırakmamak lazım.
Öncelikle yasağı delmek için bahane bulan istismarcılara göz açtırmamak gerekir.
Kurallara tanımayanlar hakkında mutlaka hiçbir ayrım yapmadan gerekli işlemler yapılmalıdır.
Aksi takdirde evde geçirilen 17 günlük sokağa çıkma yasağı ile elde edilmesi beklenen olumlu faydalar hüsranla sonuçlanır.