- 28-12-2014 22:33
- 40
Bugünkü yazımın başlığı “Bıji PKK” idi. Cumartesi sabahı yazdığım yazıda şiddet eylemlerini bırakıp bu tür eylemlere girenleri “sömürgeci ajan” ilan edeceğini bildiren PKK’nın attığı bu tarihi adımı yazmış, dediğinin arkasında durup, din ve kültürle arasındaki bariyerleri kaldırıp, geçmişiyle yüzleşip, kendisi dışındaki gruplara da yaşam şansı verirse, hepimiz onlara yaşa (bıji) diyeceğiz, demiştim.
Ölüm için değil, yaşam için mücadele eden herkesin yaşaması için mücadele etmek gerekir diye yazmıştım.
Yazıyı yazı işlerine gönderdikten sonra haberlere baktığımda Cizre’de yaşanan provokasyonları gördüm ve bir kez daha bölgenin gerçekleriyle yüzleşip yazımın yayınlanmamasını söyledim.
Çünkü PKK açıklamayı yaparken, içlerinde ve çevrelerinde var olduğunu bildiği o “sömürgeci ajanlara” engel olamamıştı!
Apo’nun ve PKK içindeki bir grubun sağduyulu eylem ve söylemlerini, bazı gruplar içlerine sindirememiş, o sömürgecilerin verdiği gaza gelmişlerdi…
Bu durum çok da sürpriz değildi aslında!
Zaten PKK da bunu öngörmüş ve böyle bir eyleme girenlerin, kendilerince en ağır itham olan “sömürgeci ajanlıkla” itham edileceğini söylemişti.
Bu PKK’nın suçsuz ve masum olduğunu göstermez. Nasıl ki devlet olumlu açıklamalar yaparken, içindeki derin yapılar harekete geçip olumlu havayı provoke ettiğinde hepimiz devleti suçluyorsak, bugün de içinde ki derin yapılara hakim olamayan, ve tabanının bir kısmı bu eylemlere destek veren PKK’yı suçlamak en doğal hakkımız!
Bu bölge, dünyanın sigortası!
Burada huzurun olması, ülkenin dünyanın sistemiyle uğraşmasını, huzursuzluk olmasıysa, tüm dünyanın ülkenin sistemiyle uğraşması sonucunu doğurur!
Bunun içinde burada her zaman o karanlık eller olacaktır. Bu eller her grup parti ve örgütün içerisinde vardır. Her huzur kokusu geldiğinde, olumlu adım atıldığında, insanlar gülümsemeye başladığında, bu senaryolar sergilenir.
Bu kez sorumluluk devletle beraber PKK’dadır. O sokaktakilerden bazıları dış istihbarat örgütlerinin kadrolu elemanları da olabilir ama yanındakilerin çoğu, PKK’nın tabanıydı. Sosyal medyadakiler de, hendek kazanlar da, kepçelerle barikat kuranlar da…
Eğer gerçekten bir müzakere yürütüyor, ölümden değil yaşamdan yana olduğunuzu deklere ediyor ve insanların size “bıji” demelerini istiyorsanız, adamlarınıza sahip çıkın.
Kendi adamlarınızla beraber, diğer grup ve partilerin adamlarının da yaşam hakkını koruyun.
Siz Bıji Hüdapar, Bıji Kdp, Bıji AKP deyin ki insanlarda bıji PKK diyebilsin.
Yaşamdan yana olana yaşa denir, ölümden yana olana değil!
Herkes olanlardan ders çıkarıp, içindeki sömürgeci ajanlara dikkat etsin. Acılar tekrarlanmasın. PKK da çıkıp halkı tatmin edecek bir açıklama yapsın.
Medyası ve sosyal medyadaki kalemşorlarına dA provokasyonlara gelmemeleri, yalan yanlış haberler yaymamaları için talimat versin.
Hüda Par cephesine gelince, legal çizgiden kaydırılma çabalarına karşın takındığı sağduyulu tavırla, bölgenin geleceğinde söz sahibi olacak siyasi aktörlerden biri olacağını her geçen gün biraz daha pekiştiriyor. Saldırıya uğradıkça büyüyüp güçleniyor. Bitirmek için saldıranlar, bilmeden onun reklamını yapıyor, gücünü gösteriyor…
Akıllı olalım sağduyulu olalım. Sevdiğimizin her dediğini vahiy gibi algılayıp, sorgusuz sualsiz uygulamayalım. Nefret ettiğimiz kişilerinde her dediğini üzerinde düşünmeden çöpe atmayalım. İnanın en nefret ettiğiniz kişiyle bile oturup konuştuğunuz da bazı ortak düşüncelerinizin olduğunu görüyorsunuz. Nefretin yerinde dostluk olması gerektiğini müşahede ediyorsunuz.
Sömürgecilerin en çok korktuğu şeyi yapın!
Konuşun, tartıştın…
Tavandakiler konuşuyor, bunu tabana yayın. Ortak etkinlikler düzenleyip kitleleri karıştırın. Özelliklede Hüda Par ve HDP tabanlarını bir araya getirin. Göreceksiniz ki birbirilerine söyleyecek çok şeyleri var.
O birileri tarafından anlatılan; onlar böyledir, böyle konuşur, böyle düşünür böyle yapar, söylemlerinin çoğunun yalan olduğu ortaya çıkar, nefret perdeleri yırtılır, ön yargılar kalkar, kavgalar yerini dostluk ve muhabbete bırakır…
İnsanların sevdiği ve nefret ettiğini bilip tanıdığı, provokasyonlara gelmediği, aydınlık yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…