- 17-05-2021 14:32
- 152
“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” sözü, yapılan ile pratize edilenin aynı olması gerektiğini bizlere ifade eder.
Peki, O halde “Sözü Filistin, Yaşantısı İsrail” ne demektir? Aslında bu da tam olarak ,“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” sözüyle aynıdır.
İnsanoğlu o kadar değişik işler yapar ki, yaptığı ile söylediği bir olmayınca şaşarsınız ve “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” dersiniz.
Her şeyde ön planda olmak,riyakâr ve çıkarcı, desinler diye yapmadığı şey kalmayan kişi bir de sözcülük yapmak mı ister?
Yapacağı şey yaşadığı şeye sözcülük yapmaktır. Neyi yaşıyorsa onu söyleyebilir. İsrail gibi egoist, çıkarcı, riyakâr ise Filistin’i konuşamaz.
Daha doğrusu konuşmamalı. Eğer konuşursa da inandırıcılığı olmaz. İnandırıcılığı olmadığı için de kuru kalabalık yapmaktan öteye geçmez.
Bir defa konuşanlar, ya da öne geçme meraklısı olup da sözcülük yapmak isteyenler kendilerine şu soruyu sormalıdırlar?
Bizim sözümüz niye dinlenip gereği yapılmıyor? ” Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz Allah katında çok çirkin bir davranıştır.” (Saf Suresi 2 ve 3. Ayetler)
O halde çirkinleşmemek için yapmadığınız şeyleri söylememeniz gerekir. Öncülük yapacaksınız hayatınızla öncülük yapınız da insanlar inansın.
Hep söylenegelen sözdür. “Bir buçuk milyar Müslüman isterse küçücük İsrail’i tükürükle boğar” İyi de İsrail niye boğulmuyor?
Maalesef,” Sözü Filistin olup da Yaşantısı da Filistin” olanların sayısı yeterli değil de ondan. Eğer öyle olsaydı Filistin çoktan özgürlüğüne kavuşurdu.
Demek ki, İsrail’in kendi davasında samimi olduğu kadar Müslümanlar kendi davalarında samimi değildirler. Bir defa yaşantılarını düzeltmelidirler.
Yaşantılarını düzelttikten sonra gerisi zaten gelir. Hiçbir kaybın olmadığı, hiçbir fedakârlığın yapılmadığı sözcülük yapma merakı ile sonuca gidilemez.
1986 yılında gazeteciler Şimon Perez’e, “İsrail’i kurdunuz ama Kur’an-ı Kerim, sizin devletinizin yıkılacağından haber veriyor” diye sorduklarında Perez, “Bizim devletimizi yıkacak, Kuran’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin! O zaman düşünürüz” diye cevap veriyor.
Dolayısıyla Filistin’in ve Filistinli Müslümanların kurtuluşu Kur’an Müslümanlarının yetişmesine bağlıdır. O da yaşantının düzeltilmesine bağlıdır.
Hırslı, çıkarı için yapmayacağı şey kalmayan, her türlü hile ve dolanı yapan, gelsin de nasıl gelirse gelsin için sürekli uğraşan kişilerle Filistin de kurtulmaz Müslümanlarda.
Bu işin öncülüğünü yapmak isteyenler Filistin’i kurtarmadan önce kendilerini kurtarsınlar da sonra sözcülük yapsınlar.
Parayı, çıkarı, reklamı, gösterişi putlaştıranlar zaten Filistin’in kurtuluşunu isteme konusunda samimi de değiller.
Onlar daha çok, alkış peşindedirler. Onlar daha çok, reklam peşindedirler. Onlar daha çok, gösteriş peşindedirler.
İsrail, bugün İslam Dünyasına ve Müslümanlara tahakküm ediyorsa Kur’an Müslümanları yetişmediği içindir.
Evet, Halkı Müslüman olan Ülkelerin yöneticileri Batı Uşaklığı yapıyor olabilir. Amerika’nın korkusundan seslerini çıkarmıyor olabilir.
Ancak Kuran’ın tarif ettiği Müslüman profili de yeterli değil ki, Müslümanlar İsrail’i durduramadığı gibi İsrail de istediğini yapıyor.
İsrail’i durdurmak için sözden çok öz lazım. Öz de ancak Kuran’ın belirttiği ve ifade ettiği ilkelerle gerçekleşebilir.