3 gün elektrikleriniz kesilse…
3 komşunuz ölse!
3 akrabanız kaybolsa!
3 gün dükkânlar açılmasa!
3 gün teflonlar çekmese!
3 çocuk korkup ağlasa!
3 kedi açıktan ölse!
Bu üçler birbiriyle çarpışıp artsa, günler hafta, haftalar ay olsa!
Burnunuza kan ve barut, zihninize ölüm ve yıkım silueti yerleşse!
Göç eden insanların göç ettikleri topraklar, göç ettirildikleri topraklara dönse!
Göç edecek imkan ve parası olanların bile göç edecek bir yerleri kalmasa…
İster miydiniz?
***
Maalesef birileri sizin için bunu istiyor.
İşin ilginç yanı, sizde onları istiyorsunuz.
Dört bir yanımızda yaşanan bu tabloları içimize taşımaya çalışanlara kucak açıyorsunuz! Belki kısmen, belki münferiden, belki çok az ama bu bile çok tehlikeli!
Bu acı, tadına bakılıp bırakılacak bir menü değil!
Kaşığı elinize aldığınızda, tüm zerreleri saracak kasılmalar başlar ve bu acı bu bedeni ebediyen harlar!
Felaket senaryosu değil, kapımızda ki gerçek!
Bunu şakaya alan, oyun zanneden, kurtuluş olarak görenlerden, görecek gözleri kalmış olanlar, bugünkü tabloyu görmemek için gözlerini, ellerinize vermeye dünden razılar!
Durum ciddi!
Suçlu aramayın!
Siz üzerinize düşeni yapın!
Kendinize, çocuklarınıza, sokaklarınıza, şehrinize, vatanınıza, dininize, dilinize, namusunuza, doğanıza, tarihinize sahip çıkın!
Kıvılcım olan yerlere benzin dökenlerin, kıvılcım sahiplerini suçlamaya da yıkıma bakıp ağlamaya da hakları yoktur!
Kan üzerinden hesap yapanların, akıttıkları kanda boğulmaları dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın...