SÜPER GÜÇ OLMANIN SEÇİMİ

24 Haziran seçimi geleceğimizi şekillendirecektir. 

Dünyanın gözü bizim kararımızdadır.

Ya batı emperyalizminin uşağı olcağız ya da dünyayı şekillendiren bir süper güç olacağız.

Aklı başında her seçmenin bunun hesabını yaparak kararını vermesi gerekir.

Geçmişe bakmak, tarihi iyi bilmek, bu günkü halimizi ve gelecekte olması gerekeni iyi tahlil ederek karar vermek, hem kendimize karşı hem topluma karşı hem de Allaha karşı sorumluluğumuzu yerine getirmenin ispatı olacaktır.

Kısaca geçmişe bir bakalım.  1453’te ceddimiz İstanbul’u fethetmiş.

O gün İngilizler Osmanlı’yı yıkmak için yemin etmişler.

388 sene bu yeminlerini yerine getirmeye çalıştılar.

Bunun için de sürekli olarak içerde fitne, Dışarıda isyan çıkardılar.

Sonunda Osmanlı 1922 yılında yıkıldı. Osmanlı devletinin hakim olduğu topraklardan 28 Avrupa, 22 Afrika, 14 Asya kıtasında 64 devlet çıkardılar.

Bu gün dünyada var olan devletlerin 3’te 1 Osmanlı toprakları içerisinde idi.

Osmanlının külünden oluşan bu günkü ülkemizi de parçalayabilmek için ellerinden geleni içte yerli uşaklarıyla, dışta da alenen tutum ve davranışlarıyla sürdürmektedirler.

Bunları görmemek akla ziyan kendine ve iradesine sahip olmamaktır.

Dünyanın geleceği Türkiye’nin iradesine 24 Haziran seçimlerine bağlıdır. Irak’ta Suriye’de oynanan oyunları arkasında Akdeniz’in Türkiye Kıbrıs arasında yatan Dünyanın en zengin Petrol ve Doğalgaz yataklarına sahip olma mücadelesi yatmaktadır.

Bu günkü hükümet bunun bilincindedir. Bu serveti batı’ya teslim etmeyecektir.

Bu da geleceğin süper gücünün Türkiye olmasının garantisidir.

Allah’a şükür yerli inanca sahip, kendine güvenen iktidara sahibiz.

Bu bizim geleceğimiz için Allah’ın bir nimetidir.

Bu nimeti daha kökleştirip geliştireceğiz.

Ya da bu nimeti heba edip kendimize ve geleceğimize en büyük kötülüğü yapacağız.

Allah insanlara irade bahşetmiş, seçme yetkisi vermiştir.

Bu iradeyi yerli yerinde kullanmak, yada başkalarının güdümüne sunmak İsa’nın kendi elindedir. İnsanın kendi çabası Kaderini oluşturur. 

Yunus Suresi 100. Ayeti kerimede yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor.

“Allah’ın izni olmadıkça hiç kimse iman etmez (Allah dürüst ve samimi bir kalble hakikate yönelmedikçe, kibir ve inatla, asabiyetçilikle hakkı reddedenleri imana iletmez. Çünkü) O aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır’  Bu ayeti kerime kendimiz geleceğimiz hakkında kendi kararımızın, halimizin ve mealimizin bize ait olduğunu ispatıdır.

Ey Dostlar bu işin şakası yok.

Onun bunun gönlünü hoş etmek, bildik ve tanıdıklarımızı mutlu etmek düşüncesi ile günübirlik karar verme zamanı değil.

Hakkı, Hakikati düşünerek geleceğimizi hem Allah’ın Rızasına göre şekillendirmek, hem de Allah’ın Rızasına göreve talip olanlara destek olmanın kararı zamanıdır. Müşrik ve Kafirler, siz onlardan olmadıkça sizden razı olmazlar Kur’an hitabını unutmayalım.

Kararımızın önemini idrak ederek Süper güç olma yolunda oyumuzu kullanalım.

Selam ve dua ile…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ