- 11-05-2015 18:11
- 130
Bu hafta Cumartesi Buluşmalarında konuğumuz 21 yılını sürgünde geçiren bir isimdi.
Eski DEP Milletvekilli Nizamettin Toğuç, 1994’ten beri yurtdışında idi.
1994 yılında Eski DEP Milletvekilli M. Emin Sincar’ın Batman’da öldürülmesi ve sonrasında zamanın hükümeti tarafından uygulanan baskılar sonucunda Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmış.
Ancak tutuklanmama garantisini sağlayan belgenin düzenlenmesi ile Türkiye’ye gelmeye karar vermiş.
Nizamettin Toğuç özlemleri, hasretleri ve geçmişin izleri ile birçok konuyu bizimle paylaştı. Aslında yaşananlar ibretlik bir anı olarak kalacak mıydı?
Bir daha yaşanır mı bu tür hadiseler bilinmez. Ama bildiğimiz bir şey var ki, geçmişte bu coğrafyada birçok insan, memleketinden, toprağından ve ailesinden koptu.
Kimi bölücü kimi de irticacı olarak fişlendi. Tutuklanma endişesi ile nice insanlar göç etti. Dile kolay 21 yıl gibi bir sürede neler olmaz ki? Bu arada Nizamettin Toğuç, annesini kaybediyor ama taziyeye dahi gelemiyor.
Nizamettin Toğuç’a ilk olarak “bu süre sonunda yani 21 yıl sonra Türkiye’yi ve Batman’ı nasıl buldunuz?” diye soruyoruz.
Nizamettin Bey namı diğer “Mele Nizam” Batman’ın çok değiştiğini şu anda kendi başına bırakılırsa aradığı bir yeri bulamayacağını söylüyor.
“1994 M. Emin Sincar olayı nasıl oldu?” diye soruyoruz. Nizamettin Toğuç uzun uzadıya olayı anlatıyor.
Esnaf gezisi esnasında Bankalar Caddesi üzerinde bulunan “Elma Sokağı” civarında yollarının bir kaç kişi tarafından kesildiğini ve burada ayaküstü tartıştıklarını akabinde bir yerden kendilerine ateş edildiğini bu arada yaralandığını ve bir dükkâna çekildiğini söylüyor. Ardından dışarı çıkıp bir taksiyi durdurduğunu ve o günkü adı ile SSK Hastanesine giderek tedavi olduğunu ilave ediyor.
Ankara’da Mecliste olanları anlatıyor. Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un dahi biz DEP Milletvekillerine yalnız kaldığımızda samimiyetle söylediklerini basın karşısında söyleyemediğini belirtiyor.
Anayasanın 84. maddesine istinaden partimizin kapatılması söz konusu olsa dahi milletvekilliklerimizin düşmeyeceği yönünde arkadaşlarımıza beyanat veren Cindoruk’un aynı samimiyeti basın karşısında gösteremediğini ifade ediyor.
Hüsamettin Cindoruk’un bir defasında basın mensupları çıktıktan sonra “Beni astırmak mı istiyorsunuz?” dediğini ekliyor.
Nizamettin Toğuç ile sohbetimiz bayağı uzun sürdü.
Sohbetimizin detaylarını gazetemizin “Kürt’ün siyaseti, silahından daha tehlikelidir” başlıklı haberinde okuyacaksınız ancak ben çarpıcı ifadeleri buraya almak istiyorum.
Örneğin zamanın Başbakanı Bülent Ecevit’in “Kürt’ün Siyaseti Silahından daha tehlikelidir” ifadesini ilk defa duyuyorduk.
Çözüm süreci ile alakalı sorumuzu da “AKP iktidarında, arpa boyu ilerleme sağlanamadı” diye cevapladı.
İdam cezasını kaldırarak çözüm sürecinde ilk atılımı MHP’nin yaptığını da ilave etti. “Eğer MHP bile olsaydı, çözüm süreci ileri bir noktaya taşınırdı” mealindeki cümlesi de bizleri epey şaşırttı.