SURİYE NEREYE?

Geçen hafta Suriye’de gerilim tırmandı. Birkaç gün içerisinde yaklaşık 40 Türk askerinin şehit olması bir şeyler yapma gereğini ortaya çıkardı.

Türkiye bunun gereğini yaparak Rusya ile müzakerelere girişti.5 Mart’ta yapılan müzakerelerde olumlu sonuçlar alındı.

Türkiye Suriye içinde gözetleme noktaları oluşturmuştu. Bu gözlem noktalarının yapılan görüşmelerde korunacağı belirtildi.

Suriye içinde yer alan ve ana arterlerden olan M4 karayolunda Türk ve Rus askeri yetkililerin devriye gezeceği açıklandı.

Soçi mutabakatından sonra Esed güçlerinin ilerlemesi sonucu Suriye rejimince ele geçirilen toprakların rejim güçlerinde kalacağı belli oldu.

İdlib ve çevresinin insani drama sahne olması, Rus ve Rejim güçlerince bombalanması karşısında Türkiye insani müdahale yapma gereği duydu.

Türkiye, Rusya ile yapılan görüşmelerde bunu zikrederek ateşkesin sağlanması için çaba gösterdi. İdlib böylelikle rahat bir nefes aldı.

ABD, Türkiye ve Rusya arasında bir çatışma çıkmasını istedi. Ama şimdilik emeline ulaşmadı. Bundan sonra emeline ulaşmak için taktiksel davranabilir.

ABD’nin Suriye özel temsilcisi James Jeffry verdiği beyanatlarla Rusya ve Esed’in başarılı olamayacağını dile getirdi.

Jeffry, Türkiye’ye yönelik olumlu ve sıcak ifadeler kullanarak Türkiye’nin haklılığını zikretmeye çalıştı.

Ancak ABD’nin özel temsilci vasıtasıyla yaptığı açıklamalarla çeşitli hesapların içinde olduğunu da biliyoruz.

ABD Suriye’nin kaosa sürüklenmesini istiyor. Bu kaosun sonunda parçalanarak üç veya dörde bölünmesini de amaçlıyor.

Bunu gerek Türkiye eliyle gerekse muhalif örgütler eliyle olmasını da istiyor. Onun için Suriye’deki muhalif örgütlere mühimmat yardımı yapmada sakınca görmüyor.

ABD, Türkiye eliyle de HTŞ gibi örgütlere mühimmat vermeyi istiyor. Bu teklifini gerek örtülü gerek dolaylı yapmada sakınca görmüyor.

Ancak Türkiye, Rusya ve İran Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması konusunda hemfikirdirler.

Dolayısıyla Türkiye, Rusya ve İran ortak hareket etme konusunda da çalışmaları ve gayretleri bulunmaktadır.

Türkiye, Rusya ve İran’ın arasını bozmaya yönelik çalışmaları ve gayretleri bulunan ABD ve İsrail bu gayret ve çalışmalarını zaman zaman ortaya koymaktadırlar.

Türkiye ve İran biliyor ki, Suriye’nin parçalanması sonrası aynı tezgâh ve oyunlar kendileri için oynanacaktır.

Rusya için ise kimden ve nereden gelirse gelsin Suriye’den karlı çıkayım mantığıdır. Bu mantığa göre bazen İsrail ve ABD ile de paslaşabiliyor.

5 Mart mutabakatı kalıcı olur mu? Diye bir soru aklımıza takılıyor. Biliyorsunuz ki Astana ve Soçi süreçlerinde alınan kararlar etkisiz olmuş durumdadır.

Zira söz konusu mutabaklarda alınan kararlarda Esed’in geri çekileceği varsayılmaktaydı. Oysaki kararların geçerliliği kalmadı.

Suriye’de çok farklı mezhep, meşrep ve fraksiyonun yer alması ve çatıştığı bir yer olması ve birçok Devletin çıkar çatışmasına girmesi anlaşmaların uzun sürmeyeceği izlenimini vermektedir. 

Türkiye, Suriye’nin istikrara kavuşması için elinden geleni yapması ve askeri politik çaba göstermesi bir sonuç verecek mi?

Elbette Rusya, ABD ve İsrail’in farklı hesaplar içinde olması Türkiye’nin işini zorlaştırmaktadır. Ancak bu iş imkânsızdır demek de doğru değildir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ