TALİHSİZ ŞEHİR…

1990’da il olduk ama talihsizliğimizi yenemedik. Batman, potansiyeli olmasına rağmen kent olamadı.

Nereye bakarsak aynı şeyleri görüyoruz.

Sorunlar, eksiklikler, aksaklıklar, düzensizlik…

Batman'ı talihsizlik girdabından alıp rayına oturtamadık. Güzel ve düzenli bir şehir olamadık. ‘Batman’da yaşanır’ sözünü inanarak söyleyemedik, söyletemedik.

Sonsöz gazetesi olarak yayın hayatına başladığımız ilk günden bu yana sorunları, yaşanan olumsuzlukları defalarca aktardık. Hakeza meslektaşlarımız da haber ve makale içerikli çok yazılar yazdı ama çözüm yolunda bir mesafe alamadık.

Şehre ilk girişte Batman'ın çirkin görüntüleri karşımıza çıkıyor. Karayolunun orta refüjleri bakımsız.

Dikilen ağaçlar kurumaya yüz tutmuş…

Toz duman karşılıyor, gelenleri…

Şehrin içinde kirli cadde ve sokaklar…

Devasa çukurlar…

Dilenciler, hayattan bezmiş gençler…

Düzen yok, ahenk yok, kent ritmi ve havası yok…

Sorunları çözmede beceriksiziz tamam ama kentin girişine makyaj yapmak gibi bir düşünce bile yok…

İşte bu kadar boş verilmiş bir şehirdir, Batman…

***

Günlerdir eski devlet hastanesi kavşağında ağır aksak yürütülen çalışmaları dile getiriyoruz. Maalesef ne valilikten, ne karayollarından ne de kavşağı yapan yüklenici firmadan cevap gelmedi.

Olsun gelmesin… Biz yazmaya devam edeceğiz. Siz de okumaktan vazgeçmeyin. Yetkililer, mutlaka bir gün cevap vereceklerdir. Çünkü vicdanları onları rahatsız edecektir.

***

Yerel seçimlerin ardından bu kentte yaşayanlar olarak hizmet beklediğimizi defalarca yazdık. Önceliğin de temizlik ve kaldırım işgalleri olduğunun altını çizdik.

Ama yetkililer temizlik seferberliği yerine birkaç afişle işi geçiştirdiler. Bizi çöplerle baş başa bıraktılar.

Demek ki müstahakız ki çöplerle iç içe yaşamaya mecbur kalıyoruz. Tek suçlu belediye mi? Tamam belediye yeterince temizlik yapmıyor.

Peki, biz yaşadığımız kenti niye bu kadar kirletiyoruz?

Bu kirlilik bize dönmüyor mu?

Sağlığımızı tehdit etmiyor mu?

Lütfen biraz daha duyarlılık…

***

Petrolün kokusunu, dumanını biz soluyoruz ama yollarımız köstebek yuvalarından farksız… Bu büyük bir çelişki değil mi?

Yıllardır bu çelişkiyi yaşıyoruz. Daha doğrusu bize yaşatıyorlar.

Ne belediye bu çelişkiyi ortadan kaldırdı, ne de hükümetin Batman idarecileri…

Yollar o kadar kötü ki, Batmanlı şoförler ‘çukurkolik’ oldu resmen…

 

Geçen gün belediyeden bir açıklama geldi.

‘Asfalt sezonu başladı!’

Eylül ayı ortalarında asfalt sezonu…

Şimdi yapılan asfalt kışı atlatır mı bizlere?

Eee buna da şükür…

***

Belediye eş başkanları sorunlar yumağı arasında film festivalini dillendiriyorlar. Bu süreçte (Irak, Suriye, Filistin’de kan akarken)  festival yapılır mı yapılmaz mı bunun takdirini size bırakıyorum.

Batman’a sığınan Suriyeliler veya Yezidilerin akrabaları ölümle pençeleşirken festivalden tat almaları mümkün mü?

Çukurlu yollar, kirli su, zehirli duman bizi harap ederken festivalden biz tat alabilir miyiz?

İşsizlik, yoksulluk varken festival neyimize…

Gençlik elden giderken, aileler dağılmışken, hırsızlık, fuhuş, uyuşturucu topluma hâkim olmuşken bir festivalimiz eksikti.

Eş başkanlarımız artık ayağa kalkmalı ve şehri yönetmeli.

Sorunların üzerine gitmeli. Tabi ki öncelikle ekiplerini kurmalı. Ama aylar geçti, ortada ne ekip var ne de çalışma…

Sorunlarımızı çözelim, festivallerin alasını yapalım…

Ama önce yaşanabilir bir kent…

Öncelik bu olmalıdır.

***

Türkiye'nin büyük bölümünde olduğu gibi Batman’da da en büyük sorunlardan biri uyuşturucu sorunudur.

Yetkililer de dillendiriyor ama bu illete okkalı bir şamar indirilmiyor.

Birkaç operasyonla ‘İş çözüldü’ imajı veriliyor.

Oysaki çözülen bir şey yok.

Batman’da da uyuşturucu kullanan gençlerde hem artış var hem de kullanım yaşı giderek düşüyor.

Bu sadece emniyet tedbirleri çözülecek bir sorun değildir. İşi sadece Emniyet ve valiliğe bırakmamalıyız.

Toplumu tehdit eden bu illete karşı herkesin etkin olarak mücadeleye katılması lazım. STK’lar, Siyasi partiler, belediye, üniversite, basın, sanatçılar daha etkin rol almalı. Aileler de bu mücadeleye ciddi destek sunmalıdır.

***

Bir konuya daha vurgu yapmak istiyorum.

Bahis…

En az uyuşturucu kadar tehlikeli bir illet…

Nice ocakları söndürdü… Halen de söndürmeye devam ediyor.

Önceki valimiz Yılmaz Arslan bahisçiler konusunda duyarlıydı. Kaçak bahisle çok mücadele etti.

Ama değişen bir şey olmadı.

Gençler bahisle kalkıp bahisle yatıyor. Herkesin elinde kaçak bahis kuponları var. Gençlerin sohbetinin odak noktasında bahis var.

Yeni intiharların ve iflasların olmaması için şimdiden uyarıyoruz.

Bahis oynatanları takibe alın ve yasal işlem yapın ki, bu sorun çözümlensin. Hükümet, bahis konusuna daha ağır yaptırımlar içeren yasal düzenlemeler yapmalıdır.

Aksi takdirde bu sorun çözülmez.

Bunun vebali, günahı tabi ki buna seyirci kalanlardır. 

***

Evet, ilimizdeki olumsuzluklardan bazılarını aktarmaya çalıştık.

İyi şeyler olmuyor mu?

Bu kadar olumsuzluk içinde ‘iyi şeyler’ maalesef samanlıkta iğne kadar küçük kalıyor.

Güzel bir Batman ve sağlıklı bir toplum dileğiyle, herkese keyifli ve güzel günler diliyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ