- 13-01-2019 21:51
- 20226
Toplumumuzun çok güzel gelenekleri ve bu geleneklere yapışan gereksiz, yersiz ve anlamsız bazı alışkanlıkları mevcut.
Taziyeler ve taziye yemekleri bunlara en güzel örnektir. Birinin bir yakını vefat ettiğinde akraba, eş, dost, herkes ziyarete eder, acısını paylaşır, destek olur.
Eskiden taziyeler evlerde yapılırdı, sonra sokaklara çadırlar kuruldu, sonradan kurulan modern taziye evleriyle taziyeler en münasip halini aldı.
Eskiden gün sınırlaması yoktu, taziyeler bazen bir hafta on gün hatta bir aya kadar giderdi. İş böyle olunca da taziye yakınlarının acısı sürekli taze kalır, işi gücü aksar maddi olarakta çok ciddi bir külfet altına girilirdi.
Şimdi çok şükür taziyeler 3 gün ile sınırlandırılarak bu sıkıntılar giderildi.
Eskiden taziye evlerinde sigara ikramı yapılır, taziyeler duman altı olurdu. Taziye sahibi ciddi bir sigara faturası ve bundan çok daha ciddi bir duman kürüne maruz kalırdı. Tabi ki taziye ziyaretine gelen vatandaşlarda bundan nasibini alırdı. Bunun da kaldırılması için çok ciddi mücadeleler verdik ve çok şükür başardık. Şimdi hiçbir taziye de sigara ikramı da kullanımı da olmuyor.
Eskiden taziyelere gelenler, nakit para veya çay, şekeri un, yağ, kuzu, dana(et) gibi temel gıdalar ile taziye sahiplerine destekte bulunurlardı. Şimdi maalesef bu gelenekte yok artık.
Yani anlayacağınız tüm hayat şartları gibi geleneklerimizde pozitif ve negatif yönde daima bir değişim içerisinde. Bizim toplum olarak pozitif değişimleri hızlandırmak ve negatif değişimleri azaltmak için ciddi çabalar sarf etmemiz gerekir.
Son zamanlarda yaşanan taziye yemekleri mevzusu da bunlardan biri. Taziye yemeklerinin mantığı şuydu, eskiden insanlar çok uzaklardan at, eşek veya ilkel araçlarla taziyelere gelir yorulur, acıkır, yıpranırdı. Eskiden lokanta ve yemek organizasyonları da bu kadar yaygın değildi. İş böyle olunca da taziye sahibi veya yakınları gelen konuklara yemek ikramında bulunurdu. Ama gelen misafirde taziyeye eli boş gelmezdi.
Şimdi kimse eli dolu gelmiyor. Adamın babası ölüyor, cenaze organizasyonundan önce yemek organizasyonuna giriyor. Yemek fabrikası, yemek sayısı, yemek çeşitleri, ikram saatleri, maliyet…
Adamın feleği şaşıyor!
3 günün sonunda gelen yemek faturası ile de ekonomisi sarsılıyor!
Bunu daha öncede yazdık. Ciddi desteklerde aldık ama çok ciddi bir yol alamadık. Yakın zamanda emekli akademisyen Burhan Zorluoğlu hoca konuyu gündeme getirdi. Sonrasında Hüdapar Batman il başkanı konuyla ilgili bir açıklama yapıp bu sorunun çözülmesi gerektiğini ifade etti.
Bu arada Diyarbakır müftülüğü taziye evlerinde yemek verilmesinin caiz olmadığıyla ilgili bir açıklama yaptı.
Ama toplumsal defans hala kırılamadı.
Bu konuda hepimize ciddi sorumluluklar düşmektedir. İnsanların kafasında ki “yemek yaptırmazsam mahcup olurum” kalıbını kırmamız gerekir. Bu geleneğin doğru olmadığı gerçeğini topluma yerleştirelim.
Bu işin dinen de tasvip edilmediğini vurgulayalım. Tüm alimler bu konu da mutabıktır. Taziye yemeği yemek doğru değildir. Sevap olan düğün yemeğidir.
Biz işe taziyelerde yemek yememekle başlayalım. Ben şahsen yemiyorum. Çok orantısız bir ısrar olmazsa çayda içmiyorum, yemekte yemiyorum.
Biz yemezsek, bir adım atmış oluruz. Alimler bu işin doğru olmadığını söylerse ikinci adım olur, sivil toplum kuruluşları bu konuda insiyatif alıp kamuoyu oluşturuşa bu iş sonuca ulaşır inşallah.
Daha önce sigara olayında olduğu gibi yemek olayı da kapanır gider.
Bu konuya itiraz eden arkadaşlarımızın hassasiyetlerini de anlıyoruz. Taziye sahipleri ve uzaktan gelen misafirler ne yiyecekler, diyorlar. Bunlar içinde belediye zaten her taziye için 150 yemek gönderiyor. Bunları günlük 50 yemek olarak aldığınızda bu problemde çözülür zannımca.
Hem artık uzaktan gelenlerinde öyle aç kalma gibi bir durumları söz konusu değil. İnsanlar uçaklara veya araçlarına binip geliyor, en lüks lokantalara gidip 20-30 liraya karınlarını doyuruyorlar. 20-30 lira ödetmemek için taziye sahibine 5-10 bin liralık fatura ve taziyeden çok daha büyük bir meşkale çıkarmanın anlamı yok.
Cenazenin hayrı olsun diye ısrar eden abilerde, taziye anında zaman ayırıp zenginlere yemek yedireceklerine, bu parayı alıp bir camiye, kuran kursuna veya yetim ve muhtaçlara bağışlasın daha iyi olur.
Hem taziyeye gelenlerde yemek yemeyerek bir yanlıştan kurtulur.
Bu konuda müftülüğümüzden de bir açıklama bekliyoruz. Taziyede yemek yemeninde ve dağıtmanın hükmünü açıklamalarını bekliyoruz.
Bizde bu konuda kamuoyu oluşturacağız inşallah.
Gittiğimiz yerlerde de yemek yemeyeceğiz, arkadaşlarımızı bu konuda uyaracağız.
Küçük bir ayrıntıya daha değinmek istiyorum. Taziye evlerine gelen konuklar, taziye sahipleri tarafından kapıda karşılanır, Fatiha okunduktan sonra teker teker gidip elleri sıkılır. Eski taziyelerde çok güzel bir hareketti. Misafire saygı olarak algılanırdı ama günümüzde bu çok ciddi bir sıkıntı. Yüzlerce misafiri karşıla, oturduktan sonra tekrar yanına git, bu arada birini unut, hiç hoş değil. O esnada birileri çıkar taziye sahibini görmez, oda hoş değil. İşin yorgunluk boyutu ayrı bir tarafa…
Bazı taziye evlerinde buda kaldırıldı. Taziye sahipleri kapıda sabit durur, giren ve çıkanı karşılar. Ayrımda olmaz, arada kaçanda kalp kırılması da ekstre yorgunlukta.
Birde öpmeyin kardeşim! Siz belki samimiyetten öpüyorsunuz ama taziye sahibi günde bin kişiyi öperse ne olur biliyor musunuz?
En basiti adam hasta olur!
Birde taziye sahiplerine bir sözüm var.
İnsanlar taziyene geliyorsa ve sen onları karşılıyorsan, gözlerine bak. Bir insanın elini sıkarken başka yere bakmak çok büyük ayıptır. Birçok kişi taziyelerde bunu yapıyor. 10-20-30 kişi kapıda kuyruk oluşturup misafirleri karşılıyor, bunların yarısı gelen insanların yüzüne bakmıyor. Koyun muamelesi yapıyor.
Yapmayın bunu, 5 kişi olun düzgün olun. Yoruldunuz, arkaya geçip dinlenin tekrar gelin. Ama millete koyun muamelesi yapmayın!
Çalışmamız lazım, çok çalışmamız lazım daha iyiye daha doğruya varmamız için elele vermemiz lazım.
Doğruyu bulmak için tüm toplumun elele verdiği yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…