- 19-12-2024 00:00
- 18-12-2024 16:48
- 858
Tefecilik, insanlık değerlerine aykırı bir uygulama ve toplumu derinden yaralayan bir suçtur.
İnsanları borç batağına sürükleyen, onların umutlarını, hayallerini ve yaşamlarını ellerinden alan bu karanlık düzen, ne yazık ki özellikle zor durumdaki bireylerin çaresizliğinden faydalanarak varlığını sürdürmektedir.
Bu vicdansızlık sadece ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda insani bir trajedidir. Her geçen gün daha fazla insanın hayatını karartıyor, ocaklar sönüyor, umutlar tükeniyor.
Ne acıdır ki, son bir yıl içinde sadece Batman’da bile bu illetin nelere yol açtığına hep birlikte tanıklık ettik.
Nice gençler tefecilerin kıskacında çaresizlik içinde kendi canlarına kıydılar. Kimileri daha da büyük trajedilere sebep olarak ailelerine zarar verdiler, eşlerini, çocuklarını bu umutsuzluğun içine sürüklediler.
Bu sahneler, bir toplumun kaldıramayacağı kadar ağırdır. Her bir kayıp, yalnızca bir ailenin değil, bir toplumun vicdanında derin yaralar açar.
Bu noktada hepimizin sorması gereken önemli sorular var:
Neden bu kadar suskunuz?
Din görevlilerimiz, cuma hutbelerinde bu konunun üstüne gitmez mi? Bu şehrin ileri gelenleri, akil insanları, neden bu haksız kazanç ve insanlık düşmanı düzenin karşısında durmazlar? Peki ya devletin temsilcileri, valisi, emniyeti, yetkilileri… Neden bir sessizlik içinde bu yaraya kayıtsız kalıyorlar? Bu suskunluk, yarın hepimizin başına daha büyük felaketlerin gelmesine zemin hazırlamıyor mu?
Tefecilik sadece bir bireyin ya da bir ailenin sorunu değildir; bu, toplumsal bir meseledir. Herkesin elini taşın altına koyması gereken bir insanlık görevidir. Bir insanı çaresizlik içinde boğulmaya terk etmek, buna göz yummak, en az bu suçu işlemek kadar ağır bir vebaldir. Bugün bu düzenle mücadele edilmezse, yarın daha büyük acılar yaşanacak, daha fazla gencimiz umutsuzluğa kapılarak hayatlarına kıyacak.
Buradan yetkililere, din adamlarına, kanaat önderlerine ve toplumun her bir bireyine sesleniyorum: Artık bu suskunluğa bir son verin. Gençlerimiz daha fazla canlarına kıymadan, aileler daha fazla dağılmadan, bu toplumsal yarayı saracak adımları atın.
İnsanın en büyük erdemlerinden biri, zor durumda olanın elinden tutmaktır. Tefecilikle mücadele etmek, sadece ekonomik bir mücadele değil, aynı zamanda bir insanlık mücadelesidir.
Her bir kayıp, bizim ihmalkârlığımızdır. Her bir umut, bizim harekete geçmemizle yeniden filizlenebilir. Gelin, bu insanlık suçuna hep birlikte dur diyelim.
Çünkü daha fazla can gitmeden, daha fazla aile yok olmadan harekete geçmek, insanlığımızın borcudur. Duyun bu çığlığı ve bir an önce adım atın. Bu bir çağrıdır; vicdan sahibi olan herkesin kulak vermesi gereken bir çağrı!