- 18-05-2021 15:53
- 18-05-2021 15:55
- 26
Bu gün insanlık, yaratılış gayesinden uzaklaşarak, tefrika(ayrılış) içindedir. Fıtrattan ayrılışı, Alemlerin Rabbi Kur’an Keriminde şöyle bildirmektedir. ’’Bütün insanlık( başlangıçta) tek bir topluluk idi. (sonradan yoldan çıkıp parçalandı). Allah: Resullerini müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdi. Onlarla birlikte gerçek bir amaca uygun olarak vahiyler gönderdi ki, o vahiyler ihtilafa düştükleri konularda hakem olsun. Buna rağmen, kendilerine hakikatin apaçık belgeleri geldikten sonra, aralarında kıskançlık yüzünden O’nun mesajı hakkında ihtilafa düşenler bizzat bu vahyin gönderildiği insanlardan başkası değildi. Sonuçta Allah iman edenlere, kendi iradesiyle, hakkında ihtilafa düştükleri hususlarda doğru yolu gösterdi. Allah isteyeni doğru yola ulaştırır.’’ (Bakara suresi;213.ayet)
Tefrika nasıl oluştu? Genellikle Müslümanlar tefrikayı ehli kitaba has etmişlerdir. Ehli kitap( Yahudi ve Hıristiyanlar) Muhammed Resulün gelişi konusunda tefrikaya düşmüşlerdir. Kitaplarında Muhammedin gelişi bildirildiği halde; kimisi kabul etmiş. Kimisi de kıskançlıkları nedeniyle reddederek tefrikaya düşmüştür. Tefrikaya düşenler, hakkı kendi yanlarında görmeyince hakka güvenmezler ve hakka düşman kesilirler. Tefrikaya karşı delil üzerinde durmak esas olmalıdır. Kurtuluşa erende delil ile kurtulsun. Helak olanda delil ile helak olsun. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Keriminde şöyle buyuruyor. ‘’ Eğer yeryüzünde yaşayan kitlelerin ardına düşersen seni Allah yolundan saptırırlar: onlar yalnızca zanna dayalı batıl inancın peşine takılırlar ve onlar sadece uyduruk spekülatif bilgiye dayanırlar.’’( Enam suresi;116.ay.) İnsanların çoğu inanmadığı için değil, inancını sağlam kaynağa dayandırmadığı için saparlar.
Bu gün insanlığa açık yol gösterici Kur’an-ı Kerim gelmiş. Fakat insanların çoğu, Kur’an-a rağmen kendi kanaatleriyle hareket ediyorlar. Kendi görüşlerini Kur’an-ın önüne geçirerek tefrikaya sebep oluyorlar. Tefrikadan kurtuluşun yolunu Kur’an-ı Kerim şöyle bildiriyor. ‘’Siz, insanlık adına çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyi ve doğru olanı teklif eder, kötü ve yanlış olandan sakındırırsınız, zira Allah’a güvenip inanırsınız. Eğer ehli kitapta güvenip inansaydı, hakkında hayırlı olurdu. Onlardan Allah’a inanıp güvenenler varsa da, çoğu yanlış yoldadır.’’ (Al-i imran suresi;110.ayet) Bu günkü anlayış genelde; kavramları kendilerine göre yorumlayarak, anlaşılmaz hale getirmeleridir. Allah’ın mesajının üzerine kendi eğilim ve arzularını yükleyerek , mesajı gayesinden saptırmakta ve anlamsızlaştırarak tefrika oluşturmaktadırlar.
Bu günkü Müslümanlar tefrikayı ehli kitaba atfederek, müminler ehli kitabın düşünce ve davranışlarında olmazlar kanaati hakim. Çünkü Müslüman olmanın özelliği bu. Kur’an ayetlerinin verdiği mesajı üzerimize alınmayacak bir davranış sergileyerek, geçmiş kavimlerin düştüğü hataya Müslümanlarda düşüyor. İnsanlar Kur’an-ı inceden inceye düşünmüyorlar mı? ‘’ Biz bu kitabı sana (ne dediğini anlamadan, öylesine okuyup geçesin diye değil,) ancak ve ancak (Allah’ın gönderdiği vahye teslim olan gerçek Müslümanlardan başka bütün insanların yüzyıllardan beri tüm insanlığın mutluluğa ulaştırılması iddialarıyla) üzerinde tartışıp durdukları konularda (mutlak hakikati ortaya koyarak) insanlığı aydınlatman için ve iman edecek bir topluma, doğru yolu gösterecek bir rahmet kaynağı olmak üzere gönderdik.’’ (Nahl suresi; 64.ayet).
Kur’an ihtilafları ortadan kaldırmak için gönderilmiştir. ‘’ Hep birlikte Allah’ı ipine (buyruklarına) sımsıkı bağlanın ve bir birinizden ayrılmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman iken kalplerinizin arasını uzlaştırdı da, O’nun lütfu sayesinde kardeş oldunuz; ve siz ateşten bir çukurun kenarındaydınız da, sizi oradan kurtardı! İşte bu şekilde Allah size mesajlarını açıklar ki doğru yolu bulasınız.’’(Al-i imran suresi;103.ayet). ‘’Dinlerini paramparça edip fırka fırka olanlara gelince: Senin onlarla hiçbir alakan yok. Zira onların işi yalnız Allah’a kalmıştır: Sonunda Allah onlara yaptıklarının hesabını soracaktır.’’( En’am suresi;159.ayet) İhtilafları tefrikaya dönüştürmemek şarttır. Tefrikadan kurtuluşun anahtarı Rum suresi 30.ayettir. ‘’ İmdi sen, varlığını her tür sapmadan uzaklaşarak tümüyle doğru ve asıl dine, Allah’ın insanlığın özüne yaratılıştan nakşettiği fıtrata çevir,(ta ki) Allah’ın yarattığında olumsuz bir değişme olmasın. İşte değerlere dayalı gerçek Dinin (amacı) budur . Fakat insanların çoğu bilmezler.’’ Tefrikadan kurtuluş, fıtrata dönmektir.
Yine tefrikaya karşı insanların korunması için ‘’ Siz ey iman edenler! Allah’a ve O’nun elçisine bağlılığınızı gösterin: (O’nun mesajını) işittiğiniz halde O’ndan yüz çevirmeyin! ‘’(Enfal suresi;20.ayet). Buyrulmaktadır. Batılın her türünden yüz çevirip, yalnız Allah’a yönelin ve Allah’a karşı sorumluluk bilincinde olun. İbadet ve duanızın istikametini doğrultun. Doğru ibadetin niteliklerini Maun suresi bildirmektedir. Asla Allah’tan başkasına ilahlık atfedenlerden olmayın. Fıtrattan uzaklaşan, istikametten uzaklaşır. İnsan fıtratı sorumluluğunu yerine getirecek şekilde inşa edilmiştir. Fıtrattan sapma sorumsuzluktur. İstikametinden sapan, ibadetin ve duanın adresini şaşıracak, kula ve eşyaya kul olmak gibi onursuz bir duruma düşecektir.
‘’( Birde) Şunlardan olmayın ki, onlar inanç birliğini bozdular da (bir birine karşıt) taraftarlar haline geldiler.(Bunlar önceki vahyin takipçileri oldukları halde, Yahudileşerek, Hiristiyanlaşarak, kendilerine gönderilen İslam Vahyin den kopan örgütlü din mensuplarıdırlar. Allah katında tek din olan İslam’ı parçalamak, sadece dine değil, O dinin zemini olan fıtrata da ihanettir.) (Artık ) her hizip kendi elinde kalanla övünmektedir.’’(Rum suresi;32.ayet). Parçalanan hakikat, hakikat olmaktan çıkar. Esas olan Hakka tabi olmaktır. Hakkı kendine tabi kılmaya çalışmak, hakka zulümdür. Tefrikadan kaçınmak hakka tabi olmaktır. Fıtrata uygun yaşamaktır. Allah cümlemizi Tefrikadan uzak durmayı, fıtrata uygun yaşamayı nasip etsin. İnşallah! Selam ve Dua ile.