- 15-11-2017 22:05
- 102
Kurucu üyelerinden kimse kaldı mı bilmiyorum birçoğu tasfiye edildi. Ve hatta daha da ötesi, tasfiye edilenler bilinçli bir şekilde o kadar çok itibarsızlaştırıldı ki bir daha siyasete dönmelerinin önü de kesildi.
Bu da yetmedi, dünün düşmanı dost, dünün dostu da düşman edildi. İçeri tıkanlarla tıkılanlar bir an da yer değiştirdi. Bir elbiseyi ters yüz edip tekrar giymek gibi bir şey.
Bu kadarla bitse iyi, kurucu ideolojik ve düşünceler de terk edildi kapı dışarı edildi. Muhalefeti yanlarına mı aldılar yoksa muhalefetin yanına mı durdular bilmiyorum 90’ların en azılı milliyetçi söylemleriyle MHP’yi teslim aldılar ya da MHP’ye teslim oldular.
Tek bir şey değişmedi: başta ki adam. Şimdi bu cümlenin iki anlamı var. Sanılmasın ki başta ki adam değişmedi. Baştaki adam değişti hem de çok değişti ama baş olması değişmedi.
Bana deselerdi ki İslamcı kimliği ve Kemalizm eleştirisiyle yıkıcı bir çoğunlukla iktidara gelen bir parti Atatürk ve Kemalizm’i bu kadar savunacak, inanmazdım.
Ama görünen o ki onlar da Kemalizm’e teslim oldu ya da Kemalizm’i teslim aldı. Geçtiğimiz hafta çokça konuşuldu çokça tartışıldı. Lüzum da yok aslında, örnekler neyin ne olduğunu anlamaya yeter.
İlk örneğimiz 6 Kasım tarihli bir haber: Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından "Tam Zamanı" sloganıyla gerçekleştirilen 3. Turizm Şurasında oluşturulan Komisyon turizmin geliştirilmesi konusunda, “okullarda Anıtkabir’e geziler zorunlu tutulmalı” diye tavsiye kararı aldı.
İkinci örneğimiz ise hemen yanı başımızdaydı. Atatürk’ün ölümünün 79. Yılında düzenlenen 10 Kasım anma etkinliklerinin birinde Batman Piri Reis Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde 12. Sınıf öğrencisi başörtülü bir öğrenci Atatürk için Kürtçe ağıt yaktı.
Bir diğer örnek de daha dün Kırklareli İl Müftü Yardımcısı’nın bir internet sitesine Atatürk eleştirileri konusunda yazdıklarıydı. Kırklareli İl Müftü Yardımcısı Adnan Zeki Bıyık, Atatürk'e hakaret edenlere karşı 'Atatürk dinsiz ise biz neyiz' başlıklı bir yazı yazdı ve "Ahirette sizi onun ve Zübeyde Hanım’ın elinden kim kurtaracak?" diye de ekledi.
Geriye kalan malumunuz zaten. İktidar 10 Kasım Atatürk’ü anma etkinliklerinde o kadar heyecana geldi ki “AKP, Kemalizm’i aldı yürüyor” mealinde tartışmaların merkezine oturdu.
Yunan basınından alınan ve sosyal ağlarda dolaşan bir photoshop çalışması durumu en iyi özetleyen görsellerden biri aslında.
Arka planda Türk Bayrağı Bayrağın önün de bir kum saati, kum saatinin üst kısmında eriyen şahsın resmi aşağıda Mustafa Kemal Atatürk’e dönüşüyor.
Tabi bütün hafta konuşuldu ve Erdoğan da, ''Birileri çıkmış biz Atatürk'e Atatürk dedik diye bir sürü senaryolar yazıyor. Adı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ise bizim bunu ifade etmemizden daha doğal ne olabilir. Ruhu faşist, söylemi Marksist çevrelerin tekeline mi bırakacağız. CHP gibi amorf bir partinin Atatürk'ü milletimizden kaçırmasına rıza göstermeyeceğiz'' dedi.
Başbakan Yıldırım geri kalmadı, “Atatürk kimsenin tekelinde değildir” dedi ve ekledi “Fatih Sultan Mehmet ne kadar bizimse Mustafa Kemal Atatürk de o kadar bizimdir"
İktidara geldiği günden beri her şeyi değişti bir tek adı ve başkanı aynı, gerisi ters yüz et yeniden giy siyaseti.
Aslında bu tarz, yoksulluğun ve yoksunluğun göstergesidir. Hatırlarsanız, eskiden annelerimiz yakası aşınmış gömleklerimizin yakasını ters yüz eder yeniden bize giydirirdi.
İşte o yaka eskinin takkiyesi ters çevir şimdinin methiyesi oldu.