- 02-10-2015 20:30
- 21272
Milli Eğitim Bakanı, babacan tavrı, bilgi birikimi ve beyefendi kimliğiyle taraflı tarafsız herkesin taktirini toplayan sevimli bir adam…
Siyasetin kirli ilişkileriyle kirlenmeyen ender kişilerden biri!
Lakin son yaptığı icraat bu saydığımız niteliklerin hiçbirine uymuyor!
Birileri onu yanlış mı bilgilendirdi, yanlış mı yönlendirdi bilmiyoruz ama yaptığı yanlış çok büyük.
Batman’ın beklide gelmiş geçmiş en kolay ulaşılabilir Milli Eğitim Müdürünü, “kolay ulaşılamıyor” diye görevden aldı.
Siyasetle gelen siyasetle gider diyebilirsiniz ama bu öyle bir durum değil.
Ortada somut bir durum yok, yokuş diye önümüze sürülen sebeplere de karnımız tok!
Lakin ulaşılamaz müdür deniyor!
Mehmet Çelik Müdürü herkes tanıyor.
Halktan biri, koşturan, yorulan, çaba gösteren fark yaratan bir bürokrat!
Yok efendim bakan bey aramış da ulaşamamış…
Ne yani, bir müdürün arayan her numaraya cevap verme zorunluluğu mu varmış!
Zaten eğitim öğretim döneminin en yoğun olduğu günlerde her çalan telefonu cevaplıya biliyorsa, bu adam iş yapmıyor demektir.
Klimalı odasında oturup ense yapıyor demektir. Neymiş efendim bakan bey, aramış da cevap verilmemiş.
Bakan bey, siz özel numaranızı il müdürlerinize verdiniz de mi onlar numaranızı tanısın?
O da ayrı bir muamma… İl Milli Eğitim Müdürünün sizin numaranızı bilmiyor olması onun değil, sizin ve üst yönetiminizin kusuru.
Koca müdür, her kafasına estiğinde sizi arayacak değil ama başı sıkıştığında da ulaşabilmesi gerekir size. Siz aradığınızda da onun numaranızı tanıması…
Burada Batmanlı siyasetçilerimize de hakkını vermemiz lazım. Batmanlının sevip saydığı kaliteli bir adama sahip çıkması lazım.
Lazım lazım olmasına da bizimkilerin öyle bir derdi veya kaygısı yok. Bırakın kaygıyı kaydırmada bile parmakları olabilir.
Benim de daha önce üst düzey bir bürokratla yaşadığım problemde, başbakanın en yakınında ki şahıs beni arayıp mevzunun nasıl geliştiğini sormuştu.
Ben konuyu kendisine anlattıktan sonra, bana “senin de bakan bey hakkında hakaret içerikli yazılar yazdığını söylüyorlar” dedi.
O tarz bir adamın Batman ilinde görüşüp bilgi alıp bu bilgiyi ölçüp tartmadan dikkate alabileceği 1 veya 2 kişi vardır.
Düşünebiliyor musunuz, Batman’da en çok güvenilen o kişiler bana iftira atmıştı! Hem de ne için, Batman’a düşmanlığı tescilli olan bir bürokrat için!
“Ben yazarım, her siyasetçiyi eleştirebilirim, yazdığım her kelimenin arkasındayım ve her yazdığımda gazete ve internet arşivlerinde mevcut, ben şehrimizin yetiştirmiş olduğu en büyük değerlerden biri olan bakana da hiçbir zaman hakaret etmem dedim. Ama bunun da konumuzla alakası ne onu anlamadım” dedim.
Maalesef beni savunması gereken şahıslar, benim karşımdaki şahsın savunulacak bir yanını bulamayınca, bana iftira atmaya yeltenmişlerdi.
İftiralarında boğulsunlar, iftira atanlarda uğruna iftira atılanlarda tarihin derin çöplüğüne düştüler.
Biz de memleketimizin bir acı yüzünü daha gördük!
Bizi savunacak kişiler bizi harcamak için çabalıyorlar. Bunu bilen kişiler de çok rahat, bazen de pervasız davranabiliyorlar.
Öyle olmasa bu ilin siyasileri bürokratları sendikaları birleşir hesap sorardı. Şayet suç işlemişse müdürden, işlememişse bakandan…
Ama nerde…
Me tı baran, ji wi awri ne diye…
Siyaset ve bürokrasideki filtrelerin temizlenip, yanlış kararları minimize edildiği yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…