- 11-06-2015 20:06
- 23030
Son günlerde huzur bozucu durumlarla karşılaşıyoruz. Seçim sürecinde insanlar gerginleşti. Sonuç üzerine yoğunlaşınca stres birikimi oldu. İnsanlar huzur istiyor. Huzuru bozmaya ve insanları germeye kimsenin hakkı yok.
Seçim sonuçlarına elbette herkes saygı duymalıdır. Her seçimde oyların çalındığı, çalınacağı şeklindeki açıklamalar bu seçimde yapılmadı. Bu tür açıklamalar parti tabanlarını rahatsız etmekte ve germekte idi.
Seçimler sonucunda partilerin aldığı oy oranları belirlendi. Hangi partinin ne kadar oy aldığı ve hangi partinin kaç milletvekilli aldığı belirlendi. Bundan sonra koalisyon kurma çalışmaları yapılacaktır. Koalisyon olur mu, olmaz mı? Olursa ne kadar sürer? Bunları yakın zaman içinde göreceğiz.
Koalisyonlar zorluk demek, sıkıntı demek ve istikrarsızlık demektir. Dar gelirlinin, orta gelirlinin ve kısmen orta gelir üstündekilerin de ekonomik olarak etkileneceği bir süreç demektir. Seçimden sonra Doların yükselmesi, altın fiyatlarının artması ve yakıt fiyatlarına yapılan zamlar sürecin ne kadar zor geçeceğini göstermektedir.
İstikrarın olmadığı koalisyon süreçlerinde kazananlar ise sermaye sahipleri, Dövizi ve altını elinde bulunduranlar, faizden kazananlar kısacası Paranın patronlarıdır. Halkın geneli bu durumlarda ekonomik olarak geriler.
Ekonomik olarak gerileyen, zayıflayan toplumun genelini bir de siyasal ve sosyal olarak zayıflatmaya karşı halkın tahammülü yoktur. Halkın bu anlamda huzura daha çok ihtiyacı vardır. Daha Seçim biteli dün bir bugün iki Diyarbakır’da suikast yapıldı.
Kaos planları, kargaşa ve huzursuzluk planlarının devreye sokulmak istendiği görülmektedir. Seçime iki gün kala HDP mitinginde patlatılan bomba ve Diyarbakır’da “Yeni İhya-Der” başkanına yapılan suikast toplumu germiştir.
6–7 Ekim olayları, Cizre olayları, İdil olayı ve şimdi de Diyarbakır olayı giderek tırmandırılmak istenen bir süreci mi göstermektedir? Sivil Toplum Kuruluşlarının tırmandırılmak istenen gerginliği durdurmak için inisiyatif alma yönünde çabalarının olması gerekir.
Oluşturulmak istenen kaos, karmaşa ve gerginlik karşısında STK’ların rol alması ve set çekmeleri bölgemiz adına yaşanabilecek durumları önleyecektir.
Bu arada Devletin güvenlik güçlerinin kaos planları hazırlayanları, katliam gerçekleştirenleri, suikast yapanları v.s yapılan her türlü eylemleri gerçekleştirmeden etkisiz hale getirmeleri gerekmektedir.
İstihbarat birimlerinin kendi üzerlerine düşen görevleri titizlikle yerine getirerek olası suikast, katliam v.s. olayları önleyici tedbirler almaları toplum tarafından beklenmektedir. Sansasyonel eylemlerin önlenmesi adına Devletin ilgili birimlerine önemli görevler düşmektedir.
Toplum, huzurunun bozulmasını istemiyorsa bu tür olaylarda duyarlı olmalı. Barış ve huzuru bozanlara karşı tepki vermelidir.