TPİC ÇALIŞANLARI TÜMÜ İLE GÜVENCESİZ

TPİC ÇALIŞANLARI TÜMÜ İLE GÜVENCESİZ

TPİC, TPAO işlerinin taşere etme projesidir.

1988 yılında kurulan TPİC yüzünden TPAO’ya personel alımı neredeyse yok denecek düzeyde azaldı.

TPİC’in faaliyete geçmesi ile birlikte TPAO da özel bir şirket mantığı ile çalıştırılmaya başlandı.

Geçmişte TPAO’ya personel alınırken kamuya personel alımındaki işleyiş ve prosedür, harfiyen uygulanıyordu.

Ancak TPİC ten sonra işler değişti.

Personel alımları tümü ile özel ve siyasi ilişkiler üzerinden yürütülmektedir.

Hatta bu sektörde son iki yılda özellikle MHP siyasi gücünün gittikçe söz sahibi olduğu iddia edilmektedir.

TPAO’nun tamamı ile bir kamu olmasına rağmen bünyesinde kendisine bağlı alt birimler de normalde kamu kurumları sayılır ancak TPİC, tümü ile özel bir şirket mantığı ile hareket ediyor.

TPAO’nun en zor, en riskli ve en ileri petrol ve jeotermal sondaj hizmetleri, kuyu tamamlama sondaj hizmetleri, servis hizmetleri, maden (karot) sondaj hizmetleri, kara sismik hizmetleri, offshore sismik hizmetleri, TPİC tarafından yürütülmektedir.

Bu işlerde Türkiye genelinde kaç kişi çalışıyor, nerede çalışıyor, görevleri nelerdir, kamuoyu ile paylaşılmıyor.

Kimin, nasıl, hangi yöntem ve kriterle ile işe alındığı bilinmiyor.

Burada bilinen tek gerçek, personel alımının daha çok özel ilişkiler üzerinden yürüdüğüdür.

İşe alınan her personele de sözleşme adı altında tüm kozların şirkete verildiği bir belge imzalatılıyor.

Şirket, istediği anda, istediği kişiyi kapı önüne koyabiliyor.

TPAO’dan TPİC’e nakil olan işçiler ve ilk işe alınan işçiler hariç, sendika üyesi de olamıyor işçiler.

Demek ki işe alımda gizli bir anlaşma var;

“Sendika üyesi olmayacaksınız”

Petrol-İş Sendikası’nın da son zamanlarda TPİC işçilerinin haklarının korunması ve sendikasız işçilerin üye edilmesi gibi bir çalışmalarına şahit olmadık.

Gördüğüm kadarı ile TPİC personelleri, tümü ile güvencesiz ve yalnız.

Hepsi bir gün işlerine son verileceği korkusu ile yaşıyor.

İstedikleri işçileri basit gerekçelerle, sorgusuz sualsiz işten çıkarıyorlar.

İşten çıkaranı ne arkadaşları ne de başka kurumlar savunuyor.

Hâlbuki bu yaklaşımla yani ‘bana necilik’ anlayışı ile herkese bir gün işten çıkarılması sırası gelecek.

Bu yaklaşım ve sistem sadece iş umudu ile yaşayan veya zar zor TPİC’te iş bulanları etkilemiyor, Batman’ın ekonomik ve sosyal yaşamını da etkiliyor.

Diyebilirim ki petrol sektöründe istihdam açısından en az faydalanan şehir Batman’dır.

İlk petrol Batmanda bulunacak, TPAO Batman sayesinde Türkiye'nin ve dünyanın en büyük şirketlerinden biri olacak ama şehrimiz bundan yeteri kadar faydalanamayacak, bu adaletsizliktir.

Bu aşamaya gelmesinde elbette siyasilerin de büyük bir ihmal ve vurdumduymazlıkları var.

Sadece istihdam konusunda değil, TPİC’in ihtiyacı olan mal ve malzeme alımında da genelde Batman piyasası tercih edilmiyor.

Yani anlayacağınız petrolün ilk bulunduğu ve halen Türkiye’de üretilen petrolün yüzde 70’nin karşılandığı şehir olan Batman, bu sektörden hak ettiği ekonomik faydayı elde edemiyor.

Öyle değilse birileri çıkıp TPİC’te kaç kişi çalışıyor, kaçı Batmanlı ve son bir yıl içerisinde kaç Batmanlının işine hangi gerekçe ile son verildiğini açıklasın lütfen.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ