TÜRKİYE’NİN EPİKRİZİ (HİKÂYESİ)

Objektif bir gözlemle Türkiye'yi irdeler, incelersek ekstrem, çarpıcı ve şok denilebilecek bilgilerle karşılaşırsınız.

Lakabı “Çoban Sülü” Isparta doğumlu. Bu Çoban Sülü denilen zat 40 yılı aşkın bir sürede aktif siyaset yaptı.

Hikâyesinde yok yok. İhtilaller, parti kapamalar, muhtıralar. Darbeler. Ne ararsan var. Şapkasını alır gider. Gider gitmesine de gelmek üzere gider.

Çoban Sülü'nün hikâyesi belgesel olacak nitelikte bir hayat. Bu barajcılar kralı, Çoban Sülü, an olur gün olur, bu ülkede defalarca Başbakan olur. Başbakanlık yetmez Cumhurbaşkanı olur. Mason olduğu da söylenir Çoban Sülü'nün.

Bu ülke bakan ve başbakan asmış. Rahmetli Adnan Menderes ve Bakanlarını. Şu hale bakın. Yap darbeyi, al Başbakanı. As gitsin, güya ülkeyi kurtardık hikâyesi. Rahmetli Özal'a gelince, “zehirlendi” deniliyor, 19 yıl sonra kabrini açıyorlar. Adli Tıp raporları karma karışık. Zehir var, zehirleme yok diyor. Çık işin içinden çıkabilirsen.

Rahmetlinin Başbakanlığı döneminde faili meçhul cinayetler yükselen bir trend çiziyor. Askerler, sivil iş adamları, gazeteciler hatta kendisine suikast yapılıyor. Kendi döneminde devrim niteliğinde açılımlar ve kalkınma hamleleri yapılıyor. Hicran dolu bir son. Zehirleme ile biten bir hayat.

Muhsin Başkan temiz, bilgili, yürekli bir Anadolu çocuğu, ülkesi için çok olumlu işler yapabilecek yaşta ve tecrübelerle donanımlı. Düşür, bindiği helikopteri, bitir işini! Yapanlar halen bilinmiyor. Ha bire olayın üstü örtülüyor.

Rahmetli Erbakan Prof. Dr. unvanlı bir bilim adamı. Almanlar “Leopar Tank” projesine ödül vermişler kendisine. Muhafazakâr bir yapısı var. Ömrü, açtığı partilerin kapanmasıyla geçti. Birçok iftira ve zulümlere uğradı. Cenazesinde üst düzey komutanlar da yer aldı. Özür mahiyetinde gibi algıladım.

Satır başlarıyla oldukça teğet geçerek yazıyorum. Kasımpaşalı bir genç futbolcu simit satmış, limon satmış, pazarcılık yapmış. Siyasete atılıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı oluyor. Sonra parti kurup Başbakanlık yapıyor. İstiklal Marşı yazarımız Mehmet Akif'in bir şiirini okuduğu için hapse atılıyor. Renkli bir siyasi hayat. O şimdi Köşk'te Cumhurbaşkanı.

Gezi olaylarıyla yiyemediler. 17 Aralık, 25 Aralık paralel yargıyla devirmek istediler. Dik durdu, mücadele etti. Kendi beyanına göre.

Rüşvet ve hırsızlıkla suçlandı ancak suçlayanlar da temiz ve net olmadıkları için kamu vicdanın da o dosyalar ve söylemler halen berrak değil, şaibeli olduğu söyleniyor.

Bir cemaat lideri, Erzurum kökenli, şimdi Pensilvanya'da ikamet ediyor. Fetullah Gülen. Yargı'yı, HSYK'yi, polisi emniyeti, eğitimi vesayetinin altına aldığı söyleniyor yazılıp çiziliyor. Şimdi iadesi veya sınır dışı edilmesi isteniyor.

Çok renkli, risk dolu ve garip bir ülkenin vatandaşlarıyız. Avrupalı olmak istiyoruz. 50 yıldır AB'nin kapısında sürünüyor, bekletiliyoruz. Şu kesin bir realite ki Osmanlı'nın genlerini taşıyoruz.

Başbakan Davutoğlu'da yörük kökenli ve dağlarda keçi güttüğünü beyan ediyor. Çoban Sülü'den, Çoban Davutoğlu dönemine geldik.

Pir abdal Sultan der ki “Söz dinledik, sukut ettik, sürüye saydılar bizi

Temennim ve dileğim o ki bir zamanlar çobanlık yapıp, simit, limon satan, şimdi de ülkemizi yönetenler, alışkanlıkları ve eski meslekleri gereği bizleri de keçi koyun sayıp gütmesinler. Böyle bir proje ve niyetleri varsa bedelini çok ağır öderler. Bu millet ne keçi ne de koyundur. Aksine adam gibi adam bir millettir. Kendisine iyilik de kötülük de yapanların bedelini ödetmiştir. Çobanlara, paralelcilere, pazarcılara, dışa bağımlı olarak çalışanlara önemle duyurulur.

Âcizane bendinezden hatırlatması… Kalın sağlık ve sevgiyle onurlu, inançlı ve kararlı olarak siz saygın Batman Sonsöz okurlarımız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ