- 25-06-2015 20:47
- 180
Türkiye tek parti iktidarlarında; güven, istikrar ve sürdürülebilirlik açısından daha iyi konumda olmaktadır.
Batı ülkeleri, koalisyon ve uzlaşmacı kültürü ile bizden ileridedir. Türkiye’nin geçmiş yıllarına baktığımızda ise Türkiye’de Koalisyon ve uzlaşma kültürünün ne kadar zayıf olduğunu görürüz.
Böyle olunca da, karar alınması ve alınan kararların hızlı işletilebilmesi açısından elbette tek parti iktidarlarının koalisyon hükümetlerine göre daha avantajlı olduğu anlaşılmaktadır.
Türkiye AK Parti iktidarında enerji projeleri ile atılım gerçekleştirmek istedi.
Nükleer santral projelerinin gerçekleşmesi ile önemli oranda enerji açığı giderilecekti.
Bunun için iki yerde Mersin ve Sinop’ta yer belirledi. Burada çalışacak kişileri eğitmek üzere Rusya’ya gönderdi. Santral yapım ihalesine çıkıldı. Ama gelinen nokta itibari fazla ilerleyemedi.
Türkiye’de koalisyon hükümetinin görevi devralması durumunda da bu projenin ilerleyeceğini zannetmiyorum. En önemli nedeni ise Batı ve ABD Türkiye’nin kendine yetecek enerji temin etmesini istememesidir.
Avrupa ve ABD Türkiye’nin enerji organizasyonlarında bulunmasını hiç istemez.
Nitekim Türkiye’nin Rusya ile imzaladığı enerji anlaşmalarına Avrupa ülkeleri özellikle de Almanya ve ABD hep tepki göstermişlerdir. Söz konusu anlaşmalar ABD basınında geniş yer alırken Almanya’daki iktidar ortağı partilerde bu anlaşmalara tepki vermişlerdir.
Özellikle Güney Akım Doğalgaz Boru Hattı’nın Türkiye’den geçmesini istemeyen Avrupa ülkeleri yapılan ikili anlaşmalara seyirci kalmayıp Rusya’ya ambargo uyguladılar.
Bunun dışında Türkiye’den böyle bir hattın geçmesi Türkiye’nin ekonomisini güçlendireceği için Türkiye’ye de tepki vermektedirler.
ABD ve Almanya, Türkiye’nin enerji politikaları ile güçleneceği ve bunun kendileri açısından dezavantajlı bir durum oluşturacağı düşüncesi ile Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak istemektedirler. Petrole bağımlı olan Türkiye’yi bu anlamda köşeye sıkıştırarak geri adım attırma hesabındadırlar.
Güneyinde özellikle de Kuzey Irak’ta bulunan Petrolün Türkiye’nin güneyinde açılacak bir koridor ile taşınması projesini devreye koydular. Türkiye’nin dışarıdan alması gereken petrol miktarının Türkiye’nin ihtiyacının yüzde seksen beşini oluşturması dışa bağımlılık yaratmaktadır.
Batı’nın, Türkiye’nin enerji ihtiyacını kendi kontrollerine alması bir hamle olarak görülmelidir. Türkiye’nin güneyinde oluşturmak istedikleri enerji koridoru ile Türkiye’yi ekonomik olduğu kadar siyasi olarak da sıkıştıracaklardır.
Türkiye’nin istikrarını bozarak İstanbul’da yapılmakta olan 3.köprü ve 3. havaalanı projesini askıya almak ve sonrasında iptal etmek istemektedirler.
İstanbul’da yapılmakta olan 3. Havaalanı uluslararası bir havaalanı olacaktı.
Özellikle Doğu ve Batı arasında köprü olması hasebiyle Türkiye’nin gelirlerinin artmasına ve dolayısıyla Almanya’nın da gelirlerinin düşmesine yol açacaktı.
Almanya’daki Frankfurt Havaalanının yolcu ve uçak kapasitesinin düşmesini istemeyen Almanya Türkiye politikasına müdahil olarak Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak istedi.
Gerek Gezi olaylarına, gerek Türkiye seçimlerine, gerekse Türkiye etrafında yaşanan savaşlara aktif müdahalesi ile Türkiye’yi sıkıştırma projesinde yer aldı.