- 21-01-2018 21:15
- 30
Savaşın en makulü, hiç olmayanıdır!
Olduktan sonra yapılacak en makul şey ise en iyi savaşı verebilmektir.
Yaşadığımız coğrafya ve taşıdığımız misyon gereği, savaştan kaçma şansımız yoktur.
Kaçsak bile savaş bizi kaçtığımız yere kadar kovalayıp bulacak ve bir kaçak olarak imha edecektir.
İçimizdeki insan ifrazatlarının dediği “batılılar nasılda barış ve huzur içerisinde yaşıyor” teraneleri ise çok iğrenç duruyor artık.
O barış havarisi dediğiniz sevgi kelebekleri, evlerinden on bin kilometre ötede, her gün çoluk çocuk demeden, binlerce kişiyi katlederek, dünyanın en kirli savaşını veriyorlar.
Savaş kendi toprağına gelmesin diye, dünyanın bütün pis oyunlarını bizim topraklarımızda oynuyorlar.
İçimizde ki şeref ve haysiyetten yoksun zevatlar ise onlara imrenerek bakıyor.
Barış ve özgürlük temsilcisi olarak görüyor, onları öpüp kokluyor.
Biz kapımızın önünde ki ite höt dedik mi “ne işiniz var kapının önünde, içeri girin” demeyi de ihmal etmiyorlar!
Ulan 10 bin km öteden kapımıza gelen ite, sevgi, saygı, muhabbet, kapımızın önündeki ite höt diyen bize, diş bilemek!
Bu nasıl bir hadsizlik, hainlik, kişiliksizliktir?
Biz önce insan, sonra Müslüman’ız!
İnsani ve İslami sınırları zorlamayan herkese müsamahakârız.
Amaaaa, bu iki sınırı aşanları, içimizde de olsa 10 bin kilometre uzakta da olsa kovalarız.
Belki bugüne kadar gücümüz yetmedi, aklımız ermedi veya şartlar el vermedi.
Ama artık şartlar değişti.
10 bin kilometre öteden gelip, komşumuzu toprağa gömüp, gömdüğü yerdeki madeni çalıp, üstüne de terane çalan zevata alkış çakıp, bize çemkirenler, artık zaman değişti.
ABD’yi barış elçisi, bizi işgalci olarak görenler kılıçlarını çeksin.
Bir zahmet uçaklarımız da bu koordinatları belirlesin.
Çünkü içerde düşman varken, dışarıdaki uğraş beyhudedir.
Olayı etnik milliyetçilik temeline oturtup eleştirenlere de bir çift sözüm var.
ABD bayrağı altında savaşan birine nasıl Kürt, Türk veya Arap diyebiliyorsunuz ki!
Yan yana iki bez parçası asmışlar.
Birinde komünizmin sembolü olan kızıl yıldız, diğerinde komünizmi yok etmek için milyonları katleden emperyalizmin babası ABD!
Bu nasıl iş?
Bin yıldır beraber yaşadığınız insanlara cephe açmak için kimlere kucak açtınız?
ABD’ye kucak açtıktan sonra, “siz” diye bir şey kaldı mı acaba?
Bunu herkes biliyor, biz Afrin’de ABD ile savaşıyoruz.
Ölenler ise kendini ABD’ye kurban eden ahmaklar ve bu ahmakların cebren sahaya sürdükleri mazlumlardır.
Tek düşman ABD mi?
Tabi ki hayır!
Bugün menfaatleri gereği bize yakın görünen Rusya’da düşman.
Mezhepçilik hastalığıyla gözü kör olan İran’da!
Birileriyle savaşmak için birileriyle anlaşmanız gerekiyor. Ama her anlaştığınızı dost olarak görmemeniz gerekiyor.
Uluslararası ilişkilerde dostluk yoktur.
Menfaat vardır.
Bugün Afrin’de savaşırken, düşmanlarımız daha da belirginleşiyor.
Dışarıda dostumuz olmadığını biliyoruz. Zaten hiçbirinden de korkmuyoruz.
Ama içerdekiler!
Onlara çok dikkat etmek gerekir!
Uçaklarla olmasa da onları bir şekilde itlaf etmek gerekir!
ABD için ağlayan enikleri ona doğru göndermek gerekir.
Beslenip, büyüyüp, köpek olup, havlamaları için değil.
Geberip toprak olmaları için.
Onun içinde onları babalarının ileri karakollarından birine gönderip, orada askerlik yaptıralım. Bütün eniklerini orada toplayalım.
Sonra da bir topçu onbaşıya emir verelim…
Irkından dolayı birilerini savunup birilerine düşman olmak İnsani ve İslami değildir.
Irkçılık temelli bir yapılanma günümüzde hiç de mantıklı değildir!
Emperyalistlere güvenip komşularına rest çekmek hiç de doğru değildir.
Herkes yaptığı doğru ve yanlışların karşılığını görecek.
Ortadoğu’da planlar 100 yıllık yapılır.
Hiçbir sömürgeci 100 yıl boyunca bir Müslüman coğrafyada hüküm süremez!
1000 yıllık geçmişi yok sayıp, 100 yıllık planların, 10 yıllık piyonları olmaya çalışanlar, sizlere yazık olacak!
Allah, Allah için olanın ahını yerde bırakmaz!
Zulüm edenden intikamını mutlaka alır.
Allah, büyük şeytana karşı ordumuzu muzaffer eylesin.
İnsanların dost ve düşmanın kim olduğunu bildikleri yarınlar dileğiyle, sağlıklı ve mutlu kalın…