Ulan alçaklar, şerefsizler, aşağılık herifler

Ulan alçaklar, şerefsizler, aşağılık herifler

Bu küfürleri dizen meşhur gazeteci Fatih Altaylı…

Fatih ALTAYLI iyi bir gazeteci olarak bilinir. Bağnazlığından olmasa Teke tek programı ile gayet meşhur da olmuştur.  Zaman zaman güzel araştırmalar yaptığı da oluyor.

Amma asıl ilgi alanı ihtisaslı bir küfürbaz olması. Mesela halka karşı “H….stirin” demesi, Üniversiteli örtülü kızlara “Fahişe” demesi, Örtülü bayanlara “yaratık” demesi, Marmara üniversitesi önünde bekleyen başörtülülere “şeytana tapan satanistler, şeytan için toplanmışlar.” demesi, İstanbul da "Şehitlerimize rahmet, Filistin'e destek, İsrail'e lanet" etkinliğine “Ulan şerefsizler, ulan aşağılık herifler, ulan alçaklar,” diyecek kadar alçalıyor olması. Çoğu zaman öfkelendiğinde gazetecilik haricinde salyalı ağzından küfürler akıtan birisi… İşte bu yüzden gazetecilikten çok “Küfürbazlık” mesleğini sürdürür hale gelmiş.

Görevi sadece bunlarla kalmıyor. Gazetecilikten ve küfürbazlıktan da önemli bir görevi daha var. Muhbirlik… Kimi mi ihbar ediyor? Söyleyelim tabi ki Tesettürlü hanımları. Tesettür, bu ülkenin asli unsuru olan kadınlara farz olmasına rağmen Altaylı hiç utanmadan “Benim vatandaşlık görevim tesettürlü hanımları fişlemek, ihbar etmek.” Diyecek kadar “muhbirlik” görevini itiraf eden bir aydın!..

ALTAYLI, çoğu zaman gazetecilik adı altında hainlik yapmaktan da geri kalmıyor. Zaten din düşmanlarına uşaklık yapan Müslüman kılıklıların yaptığı şey de aynı değil mi? Yani muhbirlik, ihbarcılık, ispiyonculuk”

En son ihaneti ise sanki şehit edilen askerlere sahip çıkılmıyormuş gibi bir algı oluşturmaya çalışması. Bu da ihanetlerinden sadece biri. Bugüne kadar terör sevicilerinin yanında yer alıp ardından da terör ile mücadele eden kişi ve kesimlere hakarette bulunabilecek kadar ihanetini tırmandırıyor.

Altaylı İstanbul da 308 STK'nin katılımıyla Milli İrade Platformu tarafından düzenlenen "Şehitlerimize rahmet, Filistin'e destek, İsrail'e lanet" etkinliği daha başlamadan “ulan alçaklar, ulan Şerefsizler, ulan Aşağılık herifler” diye hakaret etmekten de çekinmiyor. Ayrıca “Gazze için yürüyorsunuz ama şehitlerimiz için yürümediniz” iftirasını atmaktan da geri kalmıyor. Her şart ve zamanda şehitler için her türlü fedakârlıktan kaçınmayan halka  “bir günde kendi şehitlerinize üzülün, bir günde onları kınayın, bir günde kendi şehitleriniz için yürüyün” diyebilecek kadar haince bir algı oluşturuyor.

Söylediklerine kandık mı? Tabi ki kanmadık. Peki, İnandık mı? Tabi ki inanmadık da… İşin can alıcı yanı ise İslam’ın ilk şartı olan “Kelime-i Tevhidi, Hilafet bayrağı” olarak isimlendirip ardından da Pkk Bayrağı ile aynı kefeye koyması…

Hiç olacak şey mi LA İLAHE İLLALLAH yani Allahtan başka İlah yoktur. İlahi lafzını kendisi gibi Ateist ve din düşmanı bir örgütün bayrağı ile bir tutmak? Aynı şekilde suçlamak… Bu şeytani kıyasıyla hainliğin en yüksek mertebesine ulaşıyor

Beyefendi bir de hiç utanmadan Kelime-i Tevhid Bayrağı ile Pkk bayrağını kıyaslamaya kalkışıyor. Kendi çarpık ve hain mantığı ile Pkk’lilerle ülkenin şehitlerine sahip çıkanları aynı kefeye koyarak hadsizleşiyor. “PKK bayrağı taşıyan da anayasal düzene karşı bayrak açmıştır, hilafet bayrağı açıp hilafet isteyen de… Her ikisi de aynı suçu işlemektedir.” Diyerek şeytani bir kıyasla hainliğinin Nirvana’sını yaşıyor.

“Tevhid Kelimesi” İslam’a girmenin ilk şartı iken nasıl oluyor da “Hilafet Bayrağı” haline getirilebiliyor. Tevhid Bayrağını taşıyanları Hilafet İsteyenlere dönüştürmek nasıl şeytani bir zeka ise varın artık siz düşünün?

Son demlerde hangi şeytani çevrelerin böyle bir oyun içinde olduğu ve her zaman ki oyunların kimler tarafından tekrar tekrar ısıtılıp gündeme getirildiğini görmek gerekiyor. Altaylı ise bu piyonlardan sadece biri. Bu konuyu da ayrıca araştırmak ve üzerinde durmak gerekiyor.

Ayrıca şu soruyu da cevaplayalım. Müslümanların birliğini ve vahdetini sağlayan Hilafet”e bu düşmanlık neden? Kimler Hilafeti kötülüyor? Bildiğimiz kadarıyla Müslümanların birliğini yıkan, yok eden, Osmanlı devletini darmadağın eden İngiliz, Fransız ve Amerikalılar

Birileri neden onların isteklerinin borazanı oluyor? Bunun da ayrıca incelenmesi gerekiyor. Hilafet konusu hiç gündeme gelmemişken İslam’ın ilk şartı Şehadet kelimesi ile bir tutmak ihanet değil de nedir? Hangi akıl ve mantıkla ikisini de aynı kefeye koyup aynı suçla suçlayabiliyor

Şimdi Altaylı’nın deyimi ile “ulan alçaklar, ulan Şerefsizler, ulan Aşağılık herifler” siz nasıl oluyor da KELİMEİ TEVHİD ile Pkk’nin bayrağını bir tutuyor, aynı kefeye koyabiliyorsunuz? İnsan; “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” diye sormaz mı?   

Fatih Altaylı bunları bilmeden mi yapıyor? Tabi ki hayır. Onun gibi bilge olan bir aydının bunları birbirinden ayırt edemeyecek kadar aptal olduğunu sanmıyorum. Adam gerçekten Şeytani bir zekaya sahip. Asıl gayesi profesyonel provokatörlük yapmak. Algı yönetimi ile halkı provoke etmek.

Kanımca bunları kendi kendisine yapmıyor. Bu yaptıklarını kendisinden istenen bir plan ve program çerçevesinde gerçekleştirdiği ortada. Amaç; İslam’a olan kinini ağzından taşırmak. Gazze de ki Direnişe olan sempatinin önünü kesmek, Filistinli Müslümanlara yapılan destekleri boşa çıkarmak.

Adam boşuna İslam’ın ilk şartı “Kelimei Tevhid”e yani “LA İLAHE İLLALLAH”a yani “Allahtan başka ilah yoktur.” lafzına düşman olmuyor. Çünkü İslam’a olan öfkesi ağzından taşıyor. Bile bile Allah’ın nurunu söndürmeye kalkışıyor…

Ama bilmiyor ki “Kafirler istemese de Allah muhakkak nurunu tamamlayacaktır.

Wesselam…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ