- 07-10-2021 11:27
- 07-10-2021 14:28
- 3488
İstek ve arzuları karşılamada zorluklar varsa sıkıntı da var demektir.
Sıkıntı varsa sorun da vardır.
Sorun varsa huzursuzluk da kaçınılmazdır.
Ülkemizde var olan sorunlardan bazıları;
Kürt sorunu.
Kadına taciz, tecavüz, şiddet ve cinayet sorunu.
Çarşaf giyme sorunu.
EYT yani emeklilikte yaşa takılanların emekli olmama sorunu.
Cuma namazına özgürce gitmeme sorunu.
KHK ile mağdur olanların sorunu.
Üniversiteyi kazanan öğrencinin yurt bulma sorunu.
İşsizlerin iş bulma sorunu
Geçim, zamlar, kiralık ev bulmama;
ve benzeri bir çok kesimin haklı sorunları.
Bir kısmını sıraladığım bu sorunlar, makul ve sosyal devlet anlayışı içinde rahatlıkla giderilebilen cinstendir.
Olması gereken bu sorunları makûl biçimde gidermeye çalışmaktır.
Enes (ra) rivayetle Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
"Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz." (Buhari; Müslim; Tirmizi; Nesei)
Kendimiz için istediğimizi başkasına da istemek sorunların çözümünde en etkili metodudur.
Yoksa bir mağduriyeti giderme talebi ve çabası başka mağduriyetlere sebep olur.
Bir haksızlığı giderirken yeni haksızlıklara meydan verilebilir.
"Kendimize istediğimizi başkasına da istediğimizde" adalet tecceli eder ve hak yerini bulur.
Üzülerek belirteyim ki devleti idare etme yetkisini halktan alan iktidarlar; var olan sorunları giderme çabalarından çok yeni sorunların oluşmasına sebep olmuşlardır.
Vatandaşa daha iyi imkanlar sunma yerine yandaşlara hizmet etmeyi tercih etmişlerdir.
Toplumun talep ve arzularından çok; AB, ABD ve Batının talep ve isteklerine daha çok önem vermişlerdir.
Olması gererken bu yanlışlardan biran önce dönülmeli.
Ülkenin kaynaklarını halkın menfaatleri doğrultusunda değerlendirilmeli.
Halkın makul talepleri siyasi rant uğruna feda edilmemeli.
Adil düzen, ağir sanayi ve adil gelir dağılımına önem verilmeli.