- 04-08-2015 21:40
- 26
Ülkedeki karışıklık, gündemi yoğun bir şekilde meşgul etmekte.
Bu dönemde bilinçsizce söylenen her söz insanları ayrıştırmakta ve de birbirlerinden koparmakta. Eskiden Kürt, Türk, dindar ya da dinsiz diye bölerlerdi birbirlerini.
Oysaki şimdi oy verdiği partiye, izlediği kanala, aldığı gazeteye, gittiği mekâna, dinlediği müziğe kadar kişiyi etiketleyip ötekileştiriyoruz.
Bu bölünmüşlüğü fark etmeden bizler hayatımızda uyguluyoruz.
Birbirimizden uzaklaşıyoruz. İnsanlar, aralarında bin parçaya bölünmüş durumda.
Bu bölünmüşlüğün sebebi biraz ülkedeki siyasal konjonktürden kaynaklı sanırım. Seçimlerden sonra bu ötekileştirilme bitecek herkes hayatına olması gerektiği şekilde devam edecek diyorduk. Herkes sandığa gitmenin çok önemli olduğunu söylüyordu.
Halk da sandığa güvendi ve inandı, seçimlere katılım, % 80’i geçen yüksek katılım oranıyla sonuçlandı.
Halk istikrar, güven, adalet, özgürlük istediği için seçimlerde onları temsil edecek partiye oylarını verdi. Ve bundan sonra görevi siyasilere bıraktı.
Oysaki seçimlerden sonra ülkede yaşanan bu kaos ortamı halkın iradesinin önemli olmadığını gösterdi.
Seçim sürecinde ve sonrasında başlayan ölüm haberleri her gün gelmeye devam ediyor. Bombalar patlıyor. İnsanlar ölüyor.
Şimdiki iktidar, karışık ortamlar yaratıp erken seçime gitmeyi hesaplıyor, bu kaos ortamından faydalanıp yeni bir seçimle daha iyi bir sonuç bekliyor.
Halk bir irade sunmuştur, beğenip beğenmeme gibi bir lüks olamaz en hızlı şekilde hükümet kurma çalışmaları başlamalıdır.
İnsanları iyice kutuplaştırmadan bölmeden istikrarlı bir şekilde devam etmek istiyorsa halkın iradesini kabul edip yola doğru şekilde devam edilmeli.
Güneydoğu bölgesinde birçok şehirde HDP’ye yüksek oranda oy çıktı. Halk özgürlük, eşitlik, temel hak ve adalet için, iradelerinin mecliste temsil edilmesi için insanlar HDP dedi.
Halk da siyasetçiler de barış şiarını kendilerine ilke edinerek yola çıktı.
Oysaki PKK de bu süreçte iş makinelerini yakarak, barajlara bomba atarak Kürtlere büyük zarar vermekte.
Sadece kendi topraklarındaki Kürtlere değil yanı başımızda komşumuzun topraklarında bulunan petrol boru hattına saldırıda bulunarak Kürtlere zarardan başka bir şey getirmeyen eylemlerde bulunuyor.
Petrol boru hattı, Kürdistan bölgesinin ana gelir kaynağıdır. Böyle bir eylemin kabul edilir bir yanı olamaz.
Varmak istenen yolda verilen zararlar kabul edilebilir değil.
Ortama barışı getirmek istiyorsak bu topraklarda ölümden ve kaostan kimsenin faydalanmasına izin vermemeliyiz.
Gelen her ölüm birilerinin işine yarıyor olduğu sürece bu topraklarda ölüm, geçmişte de şimdi de gelecekte de devam edecektir.
Bu sıkıntılı dönemi atlatıp bir an önce ülkeye huzur gelmesi dileğiyle