- 12-02-2016 20:05
- 12640
Dünya gündemini izlemeyen, bu konularda neler olup bittiğini bilmeyen, ilgili olmayan, başarılı politikalar üretemeyen devletler çok şey kaybederler.
Bir çok konuda gündem dışı kalarak saygınlık ve prestijlerini kaybederler.
Hem dahili hem de harici çok basit yazdım. Özellikle bu nitelik ve seviyede yazdım ki kolay anlaşılsın diye.
Kural bir: dost ülke yoktur. Çıkar ve menfaatlerini koruyan kollayan ülkeler vardır. Akıllı ve bilinçli ülkeler durdukları platformda sabit bir şekilde kilitlenip durmazlar.
Değişime, gelişime her tür yeniliklere reformistçe hazırdırlar.
Alt yapıyı yani temellerini bu anlamda çok sağlam tutarlar. Uluslar arası ilişkilerin temeli matematik gibi sayısal ve net değildir. Felsefi ve çıkarlara “İn Come” ekonomik girdilerle direkt orantılıdır.
Teknoloji ve sanayi olmazsa olmazlarıdır. İstihbarat en güçlü silahlarıdır bu tür kalkınmış Ülkelerin Uluslar Arası ilişkileri yoğun olup arşivseldir.
Geçmişi çok iyi bilirler.
Oran orantı kurmakta başarılıdırlar.
Bugün sizinle arası çok iyi olan bir ülke, çıkarları ve ekonomik menfaatleri ile eksen değiştirmeleri halinde gerekirse dostluk biter resmi bazda ve en alt düzeyde ilişki devreye girer, kurallar bunu gerektirmiştir -kendilerinin açısından- ve siz hayal kırıklığına uğrarsınız.
Rusya ile düşürülen uçak nedeniyle oluşan veya oluşturulan orta düzeydeki kriz bu uluslararası ilişkilere örnek verilebilir.
Uluslar arası ilişkiler bir nevi satranç oyununa benzer dikkatli hamleler atmak ve masada birlikte olduğunuz kişiyi dost değil de rakip oyuncu olarak görmek en doğrusudur.
Özellikle de her şeyin güllük gülistan olduğu zamanlarda dahi şah – mat nakout-uyla mağlup olabileceğinizi her daim hatırda tutup hazırlıklı olmak gerekiyor.
Satranç oyununda kalkınmakta olan ülkeler yahut gelişmesi devam eden ülkelerin bir nevi “piyon” oldukları ya da öyle gösterilip figüran rollerle donatıldığı, kullanıldıkları asla unutulmamalı.
Hükümet ya da iktidar kadrolarında uluslar arası ilişkileri çok iyi bilen ve bu önemli hamlelere hakim olan siyasilere hem ihtiyaç var hem de çok başarılı olabilenlerin sayıları oldukça azdır.
Dışişleri Bakanlığının çok başarılı olabilmesi ülkeye çok artı değer katar.
Şimdiki Başbakan Sayın Davutoğlu Dışişlerinde kişisel görüşüme göre ve başarı parametrelerle kıyaslandığında sınıfta kaldı dersek doğruyu söylemiş oluruz.
Politikaları, siyasi anafor ve girdapları doğru okuyamamak, iktidarları negatif etkiler sınırsız maddi – manevi tahribatlar yaratır.
Davutoğlu, Dışişleri Bakanı iken performans gösteremediği Dış ilişkilerde uluslararası ilişkilerde bugün inanın Başbakan olarak bedel ödüyor, zorlanıyor.
Bu hatalar AKP’ye de olumsuzluklar yaşattı, yaşatmaya devam ediyor. Bu durum tüm ülke olarak hepimizi etkiliyor.
Bunu aklıselim olanlar, politikayı yakından izleyenler, dünya gündemini yakın takibe alanlar çok iyi ve net olarak görür anlarlar. CHP de bunu ilk fark edenlerden olup seçimlerde malzeme olarak da kullandı ve haklıydı.
Siyasi iktidar karınca adımlarla durumu düzeltmeye çalışıyor ama yeterli değil, çok geç kaldı ve akılcı politikalar üretemiyor.
Başarılı diplomasi ve acil eylem planları hazırlamak gerekir diye düşünüyorum bana göre uluslar arası ilişkilerde çok iyi değiliz sil baştan yapmalıyız.