- 12-07-2019 19:22
- 15530
Ak Parti’den ayrılan Ali Babacan için gündeme gelen ve "ümmetti bölme" polemiği doğru bir ifade midir?
Sadece Ak Parti ümmet ise ve ondan ayrılan ümmeten ayrılıyorsa bu parti dışında kalan ülkemiz ve diğer ülkelerdeki Müslümanların durumu ne olacak?
Ümmet Ak Parti ile mi var oldu?
Ümmet Ak Parti ile mi sınırlı?
Yasal çerçevede kurulan Ak Parti dışındaki diğer partiler seçim faaliyetleri ve Ak Partiye muhalefetlerine ne denilmeli?
Sorular çoğaltılabilir.
Ülkenin yönetim biçimi, Siyasî partiler yasası, ülkenin gerçekleri ve İslam dini acısında Ali Babacan için kullanılan "ümmetti bölme" tabirinin yanlış bir ifade olduğunu peşinen belirteyim.
Sayın Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın Ali Babacan’a;
"Şunu unutmayın; bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok. Siz bunu yapıyorsunuz’ dedim.”
Ümmet kelimesini, dar ve Ak Partiyi kapsayan bir mana kast edilmiş ise doğru olabilir.
Şu da bir gerçek ki ülkemiz siyaset tarihinde partilerde ayrılmalar olmuş, farklı siyasi partiler kurulmuş ancak "ümmetin bölünmesi" tabiri hic kullanılmamıştır.
İktidardaki Ak Parti de; Erbakan hocadan ayrılmış, milli görüş gömleği çıkarılmış ve farklı bir siyasi parti olarak kurulmuştur.
Ülkemiz çok partili ve demokratik bir ülkedir.
Farklı fikirlere sahip olan partiler bir birini tamamlayan değil ülkenin idaresini üstlenmek için yasalar içinde faaliyet gösteren rakiplerde.
Varlıkları bölünme değil, çok sesliliktir.
Bir akılla değil çok akılla düşünmektir.
Tek karar değil farklı alternatifler içinde en doğruyu bulmadır.
Fırsatlar sunumadır.
İşi ehline vermedir.
İktidara yanlışları gösterimedir.
Ali Babacan kendince hakli gördüğü sebeplerden dolayı sadece Ak Patiden ayrılmıştır.
Kendi açısında doğru bulduğu bir kararı almış, desteklenilmese de saygı duyulmalıdır.
Ak Parti bir milyardan fazla Müslüman ümmetini içinde barındıracak kadar büyük değildir.
İslam âlemi de Ak Parti içine sığacak kadar küçük değildir.
Kendilerini ümmet yerine koyan, ümmeti kendi partileri ile sınırlayalar biraz empati yapsalar yanlışlarını bulabilirler.
Sözlükte “yönelmek, kastetmek; öne geçmek, imam olmak” mânalarındaki emm kökünden türeyen ümmet kelimesi “kendilerine peygamber gönderilmiş topluluk, kavim, her kabileden bir grup insan, her canlı cinsi, bütün iyilikleri şahsında toplamış kişi veya kendisine uyulan önder” gibi anlamlara gelir ( diy. ansk.)
Ümmetin kavramı Kur'an da 64 ayette geçmekte farklı manalara gelmektedir.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem de bu konuda hadisler ile ümmettin önemini anlatmıştır.
Genel ve kabul görmüş manasıyla İslam dinine mensup herkese "ümmeti muhamned" denidiğidir.
İslamiyet ırk, dil, renk ve sınıfsal üstünlük yerine takvaya önem verir.
Farklı ırk, dil, renk ve sınıfları "ümmet" anlayışı ile bir çatı altında toplayarak eşitliğe önem vermiştir.
Farklı fikir ve düşünceler olmuş olsada, devletlere ayrılıp sınırlar konulsa da ümmet duygusu ile "Müslümanlar kardeştir" fikri hep var olmuştur.
Biri diğerini "ümmetti bölme" ile itham etmemişlerdir.
Mezhep imamları dahi kendi kitaplarında görüşüne farklı imamların görüşünü de yazmışlar bir birini eleştirmemişlerdir.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem:
“İman etmedikçe cennete giremezsiniz, aranızda sevgi ve muhabbeti ikame etmedikçe de iman etmiş olamazsınız.” (Müslim)
Ebû Zerr (r.a.) anlatıyor:
"Hz. Peygamber (s.a.s.) buyurdular ki:
"Bana Cebrâil a.s. gelerek: 'Ümmetinden kim Allah'a herhangi bir şeyi şirk/ortak koşmadan ölürse cennete girer' müjdesini verdi" dedi. Ben (hayretle) 'zina ve hırsızlık yapsa da mı?' diye sordum. "Hırsızlık da etse, zina da yapsa!" cevabını verdi. Ben tekrar: 'Yani hırsızlık ve zina yapsa da ha!' dedim. "Evet, dedi, hırsızlık da etse, zina da yapsa!" Hz. Peygamber (s.a.s.) dördüncü keresinde ilâve etti: "Ebû Zerr patlasa da cennete girecektir." (Buhârî, Tevhid 33; Müslim, İman 153, hadis no: 94; Tirmizî, İman 18, hadis no: 2646)
Selam ve dua il